Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Düzenli olarak Türk kimliği dersleri veren, genel olarak kimlik teşhisinin esasları üzerine yıllardır çalışan ve çok çeşitli alanlardan insanlara bu hususta eğitim veya danışmanlık veren biriyim. Gelen saldırılara da uygun olduğu için şu yanıtı hatırlatmam gerekiyor. Türkiye'de düşüncesi, zevkleri, nefretleri, tercihleri, uğraşıları, bilgileri ve insan ilişkilerine yönelik düzeyleri itibariyle yerlerde gezen bir Türk ırkçısı topluluk oluştu. Türk derken bunun ne olduğunu da gerçekten bilmiyorlar. Kendilerini mevzilendirdikleri iç çevre çok dar, ve bu yüzden hemen herkes bu çevrenin dışında kalabiliyor. Tecrübe kıtlığı nedeniyle dışta kalanlara yönelik "derecelendirme" kabiliyetleri tabi ki de zayıf olduğundan, bu nedenle dışta kalanı hızlıca "düşman" derecesine alabilme çiğliği gösteriyorlar. Neticede arzettikleri hafiflik, yeryüzünde varolmanın getirdiği ağır ödevleri üstlenebilmelerini engelliyor. Üstelik çok yakın bir zamandan beridir, asıl sahnesi yaşayan tarih olan bir bağlama gelmiş bulunan insan haysiyetinin, kendini gittikçe dayatan, yeryüzüne açtığı bir savaş var; bu hafiflik ve çökmüşlükle bu savaş ortamına dayanabilmeleri olanaksızdır. Gittikçe haysiyetin karşısında yer alan adsız karanlığın yanına geçmeleri ve haysiyete karşı durmaları bu yüzden kaçınılmaz olacaktır. Adsız karanlığa "Türk" adını kullanarak katılacaklardır. Çünkü bu karanlığın özelliği, içini kendiyle ikame ettiği adları kendi menfaatine kullanmasıdır. Kullandığı şey, tam olarak söylediğimiz gibi "kul'landığı", yani kendine "kul ettiği" şeydir, yani köledir. Bu nedenle tam olarak bu çembere aykırı olan Türk isminin tarih sahnesindeki aslî kuvvetinin safdışı edilmesi, adsız karanlık için iştah açıcı bir gelişmedir. Bu ırkçıların bu nedenle zarar verdikleri ilk şey Türk ismidir ama Türk'ün kendi aslî özellikleriyle tebarüz etmesi hâlinde zarar verdikleri Türk isminin yükleyeceği anlamların altında ezilecekleri gerçeği bakımından da kendi kendileridir. Hasıl-ı kelam; bu çocuklar yitiktir. Feleğin sillesini sert bir şekilde yiyip de onarılamaz bir hasara uğramalarından evvel veya karanlıkta öğütülüp birer kötü köleye çevrilmelerinden evvel, bir an önce kurtarılmaları gerekir. Türk kimliği, Suriyeliye veya başka bir göçmene izafi değildir. Yobaza, muhibbe, siyasi partiye de izafi değildir. Onun kendisi bir cevherdir; bu cevher onun dilinde açıkça belirir. Türkçeyi gören, Türk kimliğinin mahiyetini anlamaya başlar ve onu dar ve dönemsel olay veya yapılara izafi olarak mevzilendirmez. Aksi halde onu bilmez. Bilmediğini de ne savunabilir ne de yüceltebilir.Sadece bir ilave Irk düşüncesinin "bilimsel" bir temeli yoktur. Felsefî düzeyde bir takım çerçeverler aransa da, bu da esasen geçersizdir. Bir halk dil, köken ve kültür ile teşkil edilir. Ve içine doğulmuş bir halk, sırf içine doğuldu diye, anlamlı bir kimlik ifade etmez. Kimlik, kazanılan, vücuda getirilen bir şeydir. Ve Türkçe, bu özellikteki insanların, onu bir halk dili olmaktan aşırtmasıyla dönüşmüş ve farklı bir mahiyet arz etmiştir. Bu nedenle asgari olarak Türkçe esasındaki Türk Milleti, ırksal bir temele de aşkındır. Tekraren söyleyelim; Türk kimliği, Suriyeliye veya başka bir göçmene izafi de değildir. Yobaza, muhibbe, herhangi bir siyasi partiye de izafi değildir. Onun kendisi bir cevherdir; ve bu cevher onun dilinde açıkça belirir. Türkçeyi gören, Türk kimliğinin mahiyetini anlamaya başlar ve onu dar ve dönemsel olay veya yapılara izafi olarak mevzilendirmez. Aksi halde onu bilmez. Bilmediğini de ne savunabilir ne de değerli kılabilir. Mehmet Rahmi Aktaş
·
197 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.