Gönderi

224 syf.
·
Not rated
·
Read in 19 days
Şeytan'ın dünyayı ve insanları deneyimlemek biraz da eğlenmek için geldiği dünyada. Aslında pek de kendine ihtiyacın olmadığını, insanların bu şeytanlıkları çok kolay bir şekilde yerine getirdiklerini görebiliyor. 1900 lü yıllarda bu kitabı kaleme alan Andreyev şimdiki zamandan çok daha farklı şeylerle karşılaşmayan şeytan-insan metaforuyla karşımıza. Zengin bir insan bedenini alan şeytan yine cehennemden gelen insan bedenine giren Topic ile yolculuğa çıkıyor ve Roma'ya gidiyor. Neden Roma diye düşünürken buluyorsunuz kendinizi. Hatta "bütün Roma benim etrafımda fıldır fıldır dönüyor" diye de göndermesini yapıyor bizlere. Herşey tıkırında giderken hatta papalar bile zenginliği yüzünden şeytan'ın eteklerini öperken, Magnus ve onun güzelleri güzeli kızı Maria ile tanışmasıyla herşey değişiyor. Onun deyimiyle "artık müzelerdeki doldurulmuş hayvanlar kadar zararsızdım" 3. Bölüme kadar adını günlüğüne Ben diye yazan şeytan ( ne çok şeytan dedim Allah'ım sen koru:) ) artık tükenmişlikle "ben" demeye başlıyor. Çünkü Maria'ya aşık oluyor onu Hz. İsa'nın annesinin güzelliğinde bulup Meryem demeye başlıyor. İşte o aşk, onu "Been" den ben'e sürüklüyor. Meryem'in babası Magnus ile sohbetleri ve beklenilmez sonu ile güzel bir kitaptı okumanızı öneririm. Sevgiler.
Şeytan'ın Günlüğü
Şeytan'ın GünlüğüLeonid Andreyev · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20243,054 okunma
·
22 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.