Gönderi

288 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Bedri Rahmi Eyüboğlu Güzel Sanatlar Akademisi'nde asistanlık yapmaktayken içindeki kuş yeniden çırpınmaya başlamıştı. Çünkü yolunun üstüne heykel bölümüne misafir öğrenci olarak gelen Mari Gerekmezyan çıkmıştı. Onların ki ilk görüşte aşktı. Hatta öyle bir aşktı ki Bedri'ye Karadut şiirini dahi yazdırdı. Her bir dizesinde daha tutkulu fısıldadı sevdasını... “Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam Sensiz bana canım dünya haram olsun.” Aşklarını sanatla besleyip ölümsüzleştirdiler. Onların tutkulu aşkı hem ödül hem cezaydı. Çünkü yasaktı. Bedri evliydi ve çocuğu vardı. Bedri'ye ne pahasına olursa olsun kendi olma şansı veren Eren, güven duygusuna kan pompalayan parçasıydı! Mari ise ellerine hayat aşılayan, resim yaptıran, şiir yazdıran, insanı daha da bir insanlaştıran tutku damarında candı. Ama Bedri'nin kalbinin iki parçasını birbirinden koruması gerekiyordu. Âdeta çıkmaza saplanmışlardı. Peki sonrasında neler olmuştu? Ahh ah... İşte tam da bu noktada kelimelerim kifayetsiz kalıyor. Çünkü yaşanılanları okudukça onlarla beraber bende yandım. Muazzam olan duygularına yakışacak bir derinlik vardı. O derinlik kimi zaman dipsiz kuyu olsa da aşk özgün bir şekilde ilmek ilmek kelimelere, sonra da yüreğimize dokunmuştu. Yaratılan aşk motifi sayesinde aklıma halk hikâyeleri geldi ama bu roman realistleşmişti. Yaşanan olaylar, kişiler, mevzubahis olan aşklar ve vuslat gerçekti. Ama gerçekler bazen acıydı. Yazarlarımız Müjgan Tekin ve Vildan Tekin'in başarılı bir şekilde kaleme aldığı "Karadut" sayesinde Mari Gerekmezyan hiçbir zaman unutulmayacak. Okumanızı tavsiye ederim.
Karadut
KaradutMüjgan Tekin · A7 Kitap · 202024 okunma
·
147 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.