KAYSERİ'nin koyakları serindir,
Çiğdem soylu güzelleri nârindir.
Şavk saçıyor Erciyes'in yücesi,
Ney sesine mayalanır gecesi.
Bu saatte kalkar Sivas'a tren,
Hep gece geçerim buralardan ben.
Ova uzar gider, gök yalazlanır.
Arada bir aç kurtları sızlanır.
Kadı Burhaneddin şair ve sultan,
Nasıl unutulur burada Sinan?
Helallik diledim konduğum taştan,
İçtiğim pınardan, kurttan ve kuştan.
Bir salkım üzümü bitiremedim,
Gönlüm pervazlandı oturamadım.
BİNBOĞA'dan Berit dağı görünür,
Yaz/kış başı bulutlara bürünür.
Zevki başka gökte kanat açmanın,
Döne döne bu dağlarda uçmanın...
Ahırdağı nokta koymuş, "son!" diyor,
Kızıl çamlar, gök meşeler "kon!" diyor.
İşte döndüm, işte kondum ey Maraş!
Irgat Maraş, Ağa Maraş, bey Maraş...
İşte geldim, fotoğrafçı dükkânı,
İşte geldi, bağbozumu zamanı...
Geldim ama hıçkırığın geçmemiş,
Yavru kuşlar yuvasından uçmamış.
Bir dost için uzatacak gül hani?
Bir şairle konuşacak dil hani?
Sayfa 169 - Nar YayınlarıKitabı okudu
·
136 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.