Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Rüveyda
Fezayı bağlayarak yorgun kanatlarına Bir güvercin uçurup kıtalar arasından Çağırdın beni Geçerek birer birer sürgün kanyonlarını Derbeder koşup geldim ışıldayan tahtına Yarım koyup bir bardak kurşun rengi çayımı Yıkarak yalnızlığa kurduğum sarayımı Yetim çığlıklarımı duyurmak üzre sana Koşup geldim; iliştir beni memnu bahtına Adını söylemek istemiyorum Her hecesi amansız bir kor dudaklarımda Her harfine yıllardır şimşeklerle yarıştım Zindanlara karıştım, ölümlerle tanıştım Adını söylemek istemiyorum Rüveyda dediğim zaman Anla ki, senin için yürüyor kelimeler Çığlığımın atardamarlarından Hangi yıldızdır bilmem, gözlerin Kayar da üzerime Rüveyda Önce tuhaf bir deprem yayılır bedenime Sonra açılır önümde ıstırap vadileri Silik renkleriyle adımlarıma Çözülmeye yüz tutan bir mazi mühürlenir Hayalin bittiği menfeze doğru Alaca bir at koşar içimde Zamansız, mekânsız nefese doğru Uslanmaz bir yürek taşıdığıma dair Yaygın bir kanaat dolaşır aynalarda Oysa Rüveyda Baştan başa ben Kevser akan, gül kokan bir kalbin filiziyim Kitaplara sürdüğüm kapkara lekelerden Bir anlatsam nasıl utandığımı Bir doğrulsam eğildiğim yerlerden Ağarır tanyeri nilüferlerin Alaca bir at koşar içimde Ezer toynaklarıyla anılarımı Sular köpürmemeliydi Rüveyda Kırılmamalıydı ıslak dalları hasret servilerinin Ben zehire alışkınım, şerbete değil Rüyalar nefret eder avare duruşumdan Kâbuslar çeker ancak derdimi yeryüzünde Sen gün boyu simsiyah bir ufukla beraber Ben her gece bir Mehdî türküsüyle çilekeş Yargılamak için zeval kayıtlarını İnkılâp bekliyorum Hangi umut çiçeğidir bilmem, ellerin Uzanır da gönlüme Rüveyda Derinden bir ok saplanır bağrıma Beynimi çağıran bir sese doğru Alaca bir at koşar içimde Zamansız, mekânsız nefese doğru Varlığın cinayettir memleketimde işlenen Akıtır kanını asil pehlivanların Yokluğun sükûnettir kuşatır evrenimi Varlığın ve yokluğun ölümüdür baharın Şimdi yıldızlardan bakamıyorsun Göklerinde bir Belkıs otururdu Rüveyda Binlerce gökkuşağı olurdu kirpiklerin Güneş bir anne gibi dururdu başucunda Artık dokunamıyor kâkülün bulutlara Karalara bürünmüş saçlarında dolunay Ben bu kadar zulme lâyık mıyım Rüveyda Hangi ressamı vurur bilmem, endamın Sarar da benliğimi Ben beni tanımam kaldırımlarda Kafesleri yutan kafese doğru Alaca bir at koşar içimde Zamansız, mekânsız nefese doğru Kırmızı bir kurdele bağlayarak alnına Duydun mu orkideye dua eden birini Bu ısmarlama yüzler yok mu Rüveyda Bu yapmacık bebekler Gözyaşı akıtırken gülenler yok mu Beni kahrediyor geceler boyu Hangi çağın gelişidir bilmem, gülüşün Soluk bir dünyanın mezarlarına Gömerek gurbetimi Kapadı karanlığa Yesrib, kapılarını Meydan okuyuşun çağın ordularına Bilmem hangi mevsimin başlangıcıdır Doruklardan öte hevese doğru Alaca bir at koşar içimde Zamansız, mekânsız nefese doğru Yasını tutuyorum kararttığım düşlerin Yıpranmış divaneler gibiyim sokaklarda Amansız bir yalnızlık üfleyen pencereler Lif lif yoluyor kahır seyyahı bedenimi Önümde, haksızlığın hesaba çekildiği Siyahın simsiyahı tanımadığı mahşer Arkamda, kare kare ömrümü belirleyen Hatırladıkça yanıp tutuştuğum resimler Söyle, nasıl aşarım pişmanlık dağlarını Yeniden bir Nil olup taşar mıyım çöllere Kim giydirir başıma tacını nihayetin Kim takar bileğime hürriyet künyesini Karada balık gibi nasıl yaşarım, söyle. Rüveyda, seziyorum; tahammülün kalmadı Ama dur, boşaltayım bütün çığlıklarımı Asırlardır köhne barınaklarda Küflenen, çürüyen çığlıklarımı At vuruldu; içim paramparça Rüveyda Gölgelerin ardına sakladım kusurumu Sen orda kayıtsızca gülümsüyor gibisin Ben burda damla damla eriyip akıyorum Yine de, bırakamam yerlere gururumu İstenmediğim yeri usulca terk ederim Hâtıra kalsın diye bırakır da ruhumu Mahzun bir derviş gibi boyun büker, giderim
·
1.158 görüntüleme
Neslihan okurunun profil resmi
At vuruldu; içim paramparça rüveyda... 🥺⚘️
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.