Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

360 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
Az/ Hakan GÜNDAY Yazarın okuduğum ikinci kitabı, elimden düşmedi desem yeridir. Kurgusu, karakterleri konusu her şeyiyle fevkalade bir kitap hatta yazarın özdeştigi Kinyas ve Kayra'dan bile daha güzel, daha gerçekçi diyebilirim. Kitap; eş zamanlı ama birbirinden bağımsız ilerleyen iki hayatı; Derda ve Derdâ'yı, ikisinin bataklığa dalış sürecini, oradan kurtulma mücadelesini ve kaderin ikisini Oğuz Atay'ın etrafında bir araya getirmesini anlatıyor. Çünkü dünyanın en çabuk geçen, geçer geçmez de en hızlı yakalanılan hastalığına sahipti: Umut./Syf.41 Manzaradan değildi cam kenarını sevmesi. Yanında bir insan az olması demekti. Öğreniyordu Derdâ. Ne kadar az, o kadar iyi!/Syf.57 Ruhları olmadan, yaşayan ölülere döneceğini iyi bildiği insanların./Syf.84 Velhasıl, ecele kadar imtihanında ilk zaferin Ecele kadar sabretmektir, bunu bilesin.../Syf.88 Travmatik olan hayattı. Hepsi. Bütün hayat. Her şey. Özellikle de, travmatik gibi durmayan ne varsa. Doğmak gibi. Dolayısıyla, doğum sonrası depresyon, yeni annelerin yaka-landığı psikolojik bir hastalığın değil, hayatın tanımıydı. Hayatta kalma isteğinin. Hayata rağmen./Syf.97 Stanley konuşmadılar ve sadece bağırdılar. Biri korkutmak için, diğeri korktuğu için. Doğu'yla Batı arasında ne oluyorsa, Derda'yla Stanley'nin arasında da o oldu: Tehdit ve teklif. Ceza ve ödül. Umursamazlık ve şiddet. Sadizm ve mazoşizm./Syf.99 eğer bu dünyada bir yerlerde, insanlar çocukları bombalıyorsa, bunu bilmeye gerek yoktu. O dünya zaten yanmış çocuk eti kokardı. Eğer bir yerlerde, başka çocuklar açlıktan geberip gidiyorsa, bunu da bilmeye gerek yoktu, o dünyanın zaten açlıktan nefesi kokardı./Syf.121 "Şu an nerede olduğunu bilmiyorum ama bana daima ilham kaynağı olan o Müslüman kıza teşekkür ediyorum!"/Syf.159 "Ben ölüyüm! Bunu anlayabiliyor musun? Ölü! Sadece daha gömülmedim, o kadar."/Syf.165 Ne de olsa baktığı yerde Umut yazıyordu. Belki de bu yüzden fazla iyimserdi. Zaten her şey bir umutla başlamamış mıydı?/Syf.172 herkes görünene aldanmaya hazırdı. Çünkü görünene aldanmak, hayatı dayanılır kılmanın ilk şartıydı.../Syf.173 Bu hayatta kimseye hiçbir şeyi tam olarak anlatamayacağını anlamıştı. Biri için ölüm kalım meselesi olan, diğerinin gözünde toz kadardı. /syf.203 O günden sonra Derda, hücre hücre öldü ve gün gün yaşlandı. Çünkü derdi korku değil, korkuyu beklemekti. Ve korkuyu beklemek, korkudan beterdi. Bir zamanlar, birinin yazdığı gibi.../Syf.222 İnsanlardan geriye kalanlara mezar taşı denirdi. Göğsünün üstünde inip kalkan kitabın bir mezar taşı olduğuna inandı ve kırpmaktan vazgeçip gözlerini kapadı./Syf.244 En azından, Oğuz Atay'ın da kendisi kadar yalnız ve mutsuz olduğuna inanmıştı. 1977'den 1934'ü çıkarmak yarım saatini almış ve sonucun 43 olduğunu görünce, "Ne kadar gençmiş" diye düşünmüştü. Ve 43 yıldan fazla yaşamış bütün ölülerin mezar taşlarına garip bir kinle bakmıştı. Belki de, demişti kendi kendine. Belki de, bunların arasında, Oğuz Atay'ın sözünü ettiği o ahmaklar var. Gözüne kestirdiği birinin yaşını hesapladı ve "Yetmiş yıl yaşamış herif!" diye bağırdı. Sonra bir hesap daha yaptı ve "27 yıl daha fazla!" dedi. Başını kaldırıp gökyüzüne baktı. Orada her kimi görüyorsa, o da anladı. Derda'yı ne kadar hayal kırıklığına uğrattığını. Kim bilir kaçıncı kez?/Syf.257 Bugünlerde umutsuzluk var.../Syf.256 Her insan ve oğlunun, Oğuz Atay'ı sevmiş olabileceğinin hayalini kuruyordu. Çünkü Derda'ya göre Oğuz Atay, iyi olan her şeydi. İyiliğe ilişkin her şey./Syf.280 her haraketin nihai sonucu acıydı.../Syf.305 Bazı insanlar böyledir. Diğerlerine göre çok daha kırılgan olurlar.../Syf.346 Az... Sen de fark ettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi..."/Syf.349 Seksen yaşındaydı. İkisi de . Birlikte olabilmek için kırk yıl, Birlikte ölebilmek için de Bir kırk yıl daha yaşamışlardı./Syf.354 Tavsiye eder miyim ? Çok beğendim, #tavsiyeederim
Az
AzHakan Günday · Doğan Kitap · 201921,2bin okunma
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.