Sevmedim, çünkü şimdiye kadar kendime layık bir kimseye rast gelmedim; sonra... aramadım da, çünkü yaşadığım çevrede kendime layık bir adam bulunacağına ihtimal veremiyordum. Ve çünkü bence aşk evlilikten ibarettir, karısı olamayacağım bir adamı sevmek benim için bir rezalettir. Eğer onlar gibi aramış olsaydım, ben de buldum sanarak böyle pis maceralada kirlenebilirdim.
Ah, bütün saflık ve el değmemiş ruhuyla ilk defa olarak sevdiği erkeğin karısı olmak ne saadet... Ne derin, ne coşturucu bir saadet olsa gerek...
Ruhumun özlemi arttıkça aldanmak korkusu, yanılmak tehlikesiyle kendimi tutardım. Sonra da nasıl anlatayım bilmem ki... Bence aşk için daima daha pek erken gibi bir fikir mevcuttu; mademki sevdiğim adamla mutlak evlenmek istiyordum, evlenme yaşına gelinceye kadar beklemek gerekmez miydi? İşte bu türden nedenlerle bu zorlu bekleyiş içinde bütün geçliğim masumane geçti.