Gönderi

Türk inanç tasavvuruna göre, yeri kontrolleri altında tutan iyeler(ruhlar), daha çok geçilmesi güç olan sarp yollarda, dağ bellerinde ve dağ geçitlerinde yaşardı. Yakut Türkleri, bunları aul iççite( yol iyesi) ve attuk iççite(geçit iyesi) gibi adlarla çağırır. Onlara göre bu iyeler, yolları ve geçitleri denetimleri altında tutardı. Dağ geçitlerinden ve dağ bellerinden geçen yolcular, buralarda bir kazaya, bir felakete uğramamak için, yol veya geçit iyelerinin gönüllerini hoş etmek amacıyla bir taş parçasını oraya bırakıp giderlerdi. Sibirya'da bu tür taşlardan oluşan kümeciklere rastlamak olağandır. Bu taş parçaları, oralardan geçenlerin iyeler için bıraktıklarından başka birşey değildir. Yolcu, bunları sunmakla yoldan veya geçitten, bir kazaya uğramadan, bir uğursuzlukla karşılaşmadan geçip gideceğine inanır. Hakkari'de, şoför esnafının sefere çıkarken muhakkak bir odun kütüğünü sadaka olarak attığı "Gülerek Baba" diye bilinen bir yatır vardır; buraya bir parça odun bırakmadan yola çıkan nakliyecilerin işlerinin rast gitmeyeceğine inanılır.
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.