Bu seriye bile isteye başladım. Hiç pişman değilim, fantastik serileri hep sevmişimdir ama bu çok başka. Özellikle bu kitap Celaena'nın Cam Şato'dan önceki hayatını anlattığı ve bir karakterin öldüğünü bilmeme rağmen okurken mahvolduğum bir kitaptı. Ara kitap olarak okumak daha mantıklı oldu benim açımdan. Dördüncü kitapta bahsedilen göndermeleri rahatlıkla hatırlayacağım. Açıkçası böyle okumak daha duygusaldı. En başta seriye bu kitapla başlasaydım, Celaena'yı ve o karakterleri bu kadar derinden anlayamazdım. Özellikle Sam'i bu zamana kadar okurken (bir, iki ve üçüncü kitaplarda adı geçerken) sıradan biri gibi düşünürken onun varlığını daha farklı hissettim okurken. İyi ki Sam'i tanıma fırsatımız oldu. İçimde olan yara daha büyük olsa da :')