Derinden derine ırmaklar ağlar,
Uzaktan uzağa çoban çeşmesi.
Ey suyun sesinden anlayan bağlar,
Ne söyler șu dağa çoban çeşmesi?
"Gönlünü, Şirin'in aşkı sarınca,
Yol almış hayatın ufuklarınca,
O hızla dağları Ferhat yarınca
Başlamış akmağa çoban çeşmesi.."
O zaman başından aşkındı derdi,
Mermeri oyardı, taşı delerdi.
Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi,
Değdi kaç dudağa çoban çeşmesi!
Vefasız Aslı’ya yol gösteren bu,
Kerem'in sazına cevap veren bu.
Kuruyan gözlere yaş gönderen bu..
Sızmazdı toprağa çoban çeşmesi.
Leyla gelin oldu, Mecnun mezarda,
Bir susuz yolcu yok șimdi dağlarda.
Ateşten kızaran bir gül arar da
Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi.
Ne şair yaş döker, ne âşık ağlar,
Tarihe karıştı eski sevdalar :
Beyhude seslenir, beyhude çağlar
Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi!..
Sayfa 217 - YKY YAYINLARI