Gönderi

4 Kasım 1995 akşamı, İsrail tarihinin en katı ve gaddar Siyonist aktörlerinden, Başbakan Yitzhak Rabin, yerleşimci bir Yahudi tarafından Tel Aviv'in göbeğinde vurularak öldürüldü. Katil Yigal Amit, 1993'te ABD'nin arabuluculuğunda Yaser Arafat'la imzaladığı Oslo Anlaşması'nı gerekçe göstererek, Rabin'i "Siyonizm davasını satmakla" suçluyordu. Oysa Rabin, 1987'deki Birinci İntifada sırasında Hamas ortaya çıkınca, o zamana kadar muhatap almaya değer bile görmediği Arafat'la yakınlaşmış, böylece Filistin cephesini bölerek, Filistin meselesini dünyada Filistin Kurtuluş Örgütunüm temsil etmesini hedeflemişti. Ayrıca Oslo, Filistinlilere dayattığı şartlar bakımından, İsrail'in menfaatlerine son derece uygun bir anlaşmaydı. Kısacası, Rabin, Arafat'la yan yana gelirken aslında tamamen Siyonizm'in ve İsrail'in menfaaderini öncelemişti. Ama yerleşimci güruh Filistinlilere ve Araplara öylesine düşmandı ki, bu "stratejik" adımı bile fark etmemiş, Rabin gibi Siyonizm'e bağlılığı asla tartışılamayacak bir ismi "Siyonizme ihanet"le suçlayabilmişti. Rabin suikastından sonraki ilk genel seçim, Israil'de Benyamin Netanyahu'yu iktidara taşıdı (1996-1999). Başbakanlığını yerleşimci azgınlığınq borçlu olan Netanyahu, eğer onları kızdırırsa Rabin'in akıbetine uğrayacağını da hiç unutmadı. Bugün, Netanyahu ve ekürilerini böylesine acımasız, insafsız ve dengesiz yapan şey, işte bu arka plandır.
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.