Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

152 syf.
·
Puan vermedi
İncelemem
SPOİLER ve kendi düşüncelerim. 1.alıntı 'Kazandıklarımın bir bölümünü kendime saklamaya karar verdiğim zaman zen­ginliğe giden yolu buldum. Sen de bulacaksın.' "'Ama kazandıklarımın hepsi zaten benim değil mi?' diye sordum. "'Hiç de değil,' diye yanıtladı. 'Terziye para ödemiyor mu­ sun? Ayakkabıcıya ödemiyor musun? Yediklerin için ödemi­ yor musun? Para harcamadan Babil'de yaşayabilir misin? Ge­ çen ay kazandığım bu diye gösterebileceğin ne var? Ya da geçen yıl? Budala! Kendinden başka herkese para ödüyor­ sun. Başkaları için emek veriyorsun. Köle olup sahibinin sa­ na verdiği yiyecekler, giyecekler karşılığında çalışmaktan, ne farkı var. Kazandığının onda birini kendine ayırmış olsaydın on yılda ne kadar paran birikmiş olurdu?' "Rakamlarla ilgili bilgilerim beni terk etmemişti; 'bir yıl­ da kazandığım kadar,' diye yanıtladım.'" "'Gerçeğin yarısını söylüyorsun,' dedi sertçe, 'biriktirdi­ ğin her altın para senin için çalışacak bir köledir. Onun ka­ zandığı her bakır para onun çocuğudur, o da senin için ka­ zanabilir. Zengin olmak istiyorsan biriktirdiklerin para ka­ zanmalı, onun çocukları da kazanmalı; hepsi birlikte sana özlediğin refahı sağlayabilir." Kazançlarının bir kısmını kendine saklamalısın. Ne ka­ dar az kazanırsan kazan onda birinden az olmamalı kendi­ ne ayırdığın miktar. Daha fazlası da olur eğer karşılayabilir'" sen. Önce kendine öde. Geri kalanının yetmeyeceği terzi� lerden, ayakkabıcılardan mal almazsan sana yiyecek için ve tanrılara bağış yapacak kadar para kalır elinde. "Zenginlik ağaç gibidir, küçük bir tohumdan büyür. Biriktirdiğin ilk bakır para senin zenginlik ağacının büyüyece­ ği tohumdur. O tohumu ne kadar çabuk ekersen ağaç o ka­ dar çabuk büyür. O ağaca ne kadar iyi bakar, suyunu güb­ resini düzenli verirsen, o kadar çabuk oturursun gölgesin­ de mutlu mutlu." Önce kendin için sakla paranı! motttosu Aslında bu zengin baba fakir baba kitabında robert kiyoskiden duyduğum ve halihazırda uygulamakta olduğum bir metot düşükten başladığım param hiç ummadığım noktaların üstüne çıktı diyedim. yıllık hedefim 12ayX5usdten 65usd idi ama gel görki birikim beklediğimden daha kolaylaştı ve ek gelirlerle 400usd ler seviyesine çıktı! ancak çeşitli nedenlerden dolayı bu parayı harcamak zorunda kaldım (!) 2. Kazandıklarınla ne yaptın? Uzak denizlere gideceğini söyleyen tuğlacı Azmur'a verdim; benim için Sur kentinden Fenikelilerin ender güzel­likteki mücevherlerinden alacağını söyledi. Dönünce onları yüksek fiyata satıp parayı bölüşeceğiz. Yurtdışına giden kişilerden malzeme düşükten alınabilinir. Karıncalık yapılabilirse yapılabilinir. 3. alıntı Ama mücevherler konusunda neden bir tuğlacının bilgi­sine güvendin? Yıldızlarla ilgili bilgi almak için fırıncıya mı gidersin? Hayır, bana sorarsan astrologa gidilir; eğer bu ka­ darını düşünebiliyorsan. Senin birikimlerin gitti delikanlı, zenginlik ağacını kökünden söktün. Ama bir tane daha ye­ tiştir. Yeniden dene. Ve bir daha mücevherlerle ilgili tavsiye almak istersen mücevherciye git. Koyunlar hakkında bilgi istiyorsan bir çobana danış. Öğüt bedavadan verilen bir şeydir, ama dikkat et, yalnızca almaya değer olanları al. Bi­ rikimleriyle ilgili o konuda deneyimsiz birinden öğüt alan bir insan, onların düşüncelerinin yanlışlığını kanıtlamak için parasını boşa harcamış olur.' Başkasının s2yle gerdeğe girilmez,tuğlacıdan mücevher tavsiyesi alınmaz. Biriktirdiğim parayı borsaya iyi değerlendirdim. tabiki bu değerlendirme öncesinde borsada trading yapan arkadaşlarımın sayesinde oldu. Yani gereken bilgiyi onlardan almış oldum. Baya bir faydasıda dokundu yoğun olan bir dönemimde doğruya yakın işle aktif ilgilenen dostlarımdan bilgi alabildim ancak hepsi gerçek yatırımcı değildi! Bu yüzden biraz daha spontan davranmak zorunda kaldım. 4.alıntı Peki faizle ne yaptın?" "Bal, baharatlı kek ve şarapla kendime harika bir ziyafet çektim. Ayrıca kırmızı bir tünik aldım. Bir zaman sonra da binmek için bir eşek alacağım.11 Bunun üstüne Algamish güldü. 'Birikiminin çocuklarını yiyorsun, böyle yaparsan senin için çalışmalarını nasıl bek­ lersin? Nasıl senin için çalışacak çocuklar doğurabilirler? Önce altın kölelerden oluşan bir ordu yaratırsan, sonra hiç pişmanlık duymadan kendine harika bir ziyafet çekebilir­ sin.' Böyle diyerek gitti. Biriktirdiğim parayı yurtdışında staj yapabilmek için harcayacağım ve diğer şeylere gidecek maalesef bir ziyafet çekmiş sayılmam. ANCAK BENİM ÇALIŞICAK BİR ORDU AŞAMASINA GELMEDEN AĞACI kesmiş olucam! derken yeni bir ağaç ekmeye başladım bile ve belki farkında değilim ama şu satırları tıklattığım ipadim de bir zamanlar azda olsa akan bursumun neticesindedir. 5.alıntı Böyle konuştu Arkad; öyküsünü bitirince arkadaşlarından biri, "Algamish seni varisi yaptığı için şanslıymışsın," dedi. "Algamish'le tanışmadan önce içimde servete kavuşma tutkusu olduğu için şanslıydım. Dört yıl boyunca kazandı­ ğım paranın onda birini biriktirerek kararlılığımı gösterme­ dim mi? Balıkların alışkanlıklarını, yıllar boyunca, rüzgarın her değişmesinde ağını nereye atacağını öğrenecek kadar gözlemleyen bir balıkçıya şanslı diyebilir misiniz? Şans ha­ zır olmadıklarını düşündüğü kişiler için zaman harcamaya­ cak kadar gururlu bir tanrıçadır. Şansı çabamız ve kararlığımızla edindiğimiz alışkanlıklarla kendimiz yaratırız. Kader gayrete aşıktır, sözü aklıma geldi. 6.alıntı İlk yıl tüm biriktirdiklerini yitirdikten sonra hala biriktir­ meyi sürdürebildiğine göre çok güçlü bir iraden varmış. Bu görülmüş şey değil," dedi bir başkası. "İrade!" dedi Arkad. "Ne saçma. Sizce bir insan, irade gü­ cüyle bir devenin taşıyamayacağı yükü taşıyabilir, bir ökü­ zün yerinden kımıldatamayacağı bir ağırlığı çekebilir mi? İrade, insanın kendi kendine verdiği bir görevi yerine getir­ mekten kaçınmamak için kullandığı bir araçtır. Ne kadar küçük ya da önemsiz olursa olsun eğer ker:ıdime bir görev verirsem onu mutlaka yerine getiririm. Yoksa önemli şeyler yapmak konusunda kendime nasıl güvenebilirim? Kendi kendime, 'Yüz gün boyunca her gün kente gitmek için geç­ tiğim köprünün üstünden bir çakıltaşı alıp suya atacağım,' dersem, yaparım. Yedinci gün unutup da geçersem, 'yarın iki taş alıp atarım, aynı şey olur,' demem. Onun yerine ge­ ri döner çakıltaşını suya atarım. Ya da yirmi gün sonra, 'Ar­ kad, bu iş anlamsız. Her gün bir çakıltaşı atmanın ne anla­ mı var ki. Bir avuç at, olsun bitsin,' demem. Ne öyle derim ne de öyle yaparım. Kendime bir görev verdim mi onu ta­ mamlarım. Bu nedenle, aylaklığı da sevdiğim için, pratik ol­ mayan, güç işlere kalkışmam." İrade üzerine…Anlatılan şey kesinlikle atomik habit oluştarmanın önemi.. küçük seni yormayan ama birikince muazzam bir etki yaratan alışkanlıkların önemi anlatılmış, burda uygulanması gereken yolun ise az da olsa daimi olanın birkereden yapılan toplu zahmetli ve geçici gayretten çok daha kıymetli oluşudur. 7. alıntı Zenginlik insanların enerji ürettikleri yerde oluşur," diye karşılık verdi Arkad. "Zengin bir kişi kendine yeni bir saray yaptırırsa, harcadığı para boşa mı gider? Hayır bir kısmını tuğlacı alır, bir kısmını inşaat işçisi, bir kısmını sanatçı. Evin yapımında emeği geçen herkes paranın bir bölümünü alır. Sarayın yapımı bittiğinde harcanan para kadar değeri yok mudur? Toprak, üstünde bir saray olduğu için daha çok de­ ğerlenmemiş midir? Ve yanındaki arazinin de değeri o yüz­ den artmaz mı? Zenginlik sihirli biçimlerde artar. bu da zenginleri sevin çünkü zenginlik bulaşıcıdır mentalitesine çok güzel örnek.. zengin insan ister istemez çevresinede istihtam sağlar. Kazancınızın onda birini rahatça biriktirebiliyorsanız, o ka­darı biriktirmekle yetinin. Geri kalan paranızı gönlünüzce harcayın, pintileşmeyin, harcamaktan korkmayın. Yaşam güzel, yaşam değerli ve tadı çıkartılacak şeylerle dolu." Burda gelirin bi kısmını kendimize alıp birikimi saveledikten sora gerisinin kafa rahatlığında olması gerektiğinden söz ediliyor tamda erişemediğimi düşündüğüm bir durum ancak uygulanabilinir. chapter sonu özlü söz!!!!! “TÜM KAZANDIKLARINI BİR KISMINI KENDİNİZE AYIRMANIZ GEREKİR” BiRİNCi ÇARE Kesenizi şişmanlatmaya başlayın. 10’da 1’i kendine ayır! iKiNCI ÇARE Harcamalarınızı denetleyin O da şu: Eğer karşı dur­mazsak 'gerekli harcamalar' dediğimiz şey her zaman geli­ rimizle doğru orantılı olarak artar. Bahsedilen şey rich dad poor dad kitabında sözü geçen fare yarışı, faturadan faturaya geçen hayat döngüsü! Gerekli harcamaları isteklerinizle karıştırmayın. Hepiniz, güzel ailelerinizle birlikte, gelirinizin karşılayabileceğinden daha fazla şeyler istersiniz. Gelirinizi bu istekleri karşılamak için kullanırsınız, böylece paranız harcanır gider. Gene de karşılanamamış bir dolu isteğiniz kalır. insanın arzuları da karşılanma olanağı doğdukça ayın biçimde artar. İnsanın arzuları son­ suzdur ama bu arzuların çok azı tatmin edilebilir. hayat şairin anlatmak istediği şey harcamalarımızın 2’ye ayrıldığıdır. WANT’lar ve NEED’ler… ve bunları karıştırmamız gerektiğidir. ÜÇÜNCÜ ÇARE Altınınızı çoğaltın Bilin ki sevgili öğrencilerim bir insanın zenginliği kese­sinde taşıdığı paralar değildir; oluşturduğu gelir, sürekli ola­ rak kesesine akan ve onu dolduran altınlardır. Herkes bu­nu ister. Sizde, ister çalışın ister gezin sürekli kesenize giren bir gelir istiyorsunuz. Şair burda bileşik faizden bahsediyor. DÖRDÜNCÜ ÇARE Servetinizi kayıplara karşı koruyun Yatırım yaparken ilk dikkat edilecek ilke ana paranın gü­venliğidir. Servetinizden ayrılmadan önce para­ nızın geri döneceğinden emin olmak için her güvenceyi dikkatle inceleyin. Hızla servete kavuşmak için kendi ro­ mantik düşlerinizin peşine takılmayın. Paranızı herhangi birine borç vermeden önce onun pa­ rayı geri verme kapasitesinden emin olun, bu konuda siz­ den önceki ününe bakın ki; güçlükle kazandığınız serveti­ nizi düşüncesizce bir davranışla ona armağan etmeyin. Herhangi bir alanda yatırım yapmadan önce paranızın başına gelebilecek tehlikelerin farkında olun. burda Ana paranın her ne olursa korunması gerektiği ve uyanık olunması söyleniyor. borç verilicek kişinin skoruna bakılmalıdır. ayrıca yatırımın riski de sorgulanmalıdır. "Yatırımlarınızı ana paranızın güven­ de olacağı şeylere yapın, istediğinizde geri alabileceğiniz­ den emin olun ve makul bir faiz almaktan geri kalmayın. Akıllı insanlara danışın. Altınınızı karlı bir biçimde yönete­ bilmek için bu kişilerin verdikleri öğütlere uyun. Onların bilgilerinin servetinizi güvenli olmayan yatırımlardan koru­ masına izin verin." BEŞiNCi ÇARE Evinizi karlı bir yatırıma dönüştürün. Böylece kendi evine sahip olan erkek başka pek çok şe­ ye daha sahip olur. Günlük giderleri büyük ölçüde azalaca­ ğı için gelirinin bir bölümünü kendi zevkine, sefasına ayı­ rabilir. İşte bu da boş bir keseyi doldurmak için beşinci ça­ re : "Kendi evinize sahip olun bir evin olsun hem güven verir hem masrafları kısar. ALTINCI ÇARE Geleceğinizi güvence altına alın. Bir erkeğin geleceği güven altına alması için çeşitli yol­ lar vardır. Gizli bir yer bulup hazinesini saklamak için oraya gömebilir. Ama ne kadar ustalıkla gömülürse gömülsün hır­ sızlar onu bulabilirler. Onun için bu planı size önermiyorum. Bu amaçla evler, araziler alınabilir. Gelecekteki yararlılı­ ğı ve değeri iyice düşünülerek akıllıca bir seçim yapılırsa değerleri düşmez, kiralandıklarında ya da satıldıklarında amacınızı karşılayacak iyi bir para getirirler. Tefeciye küçük miktar bir para verilir, düzenli periyod­ larla bu para artırılır. Tefecinin verdiği faizle para daha da çok artacaktır. İşte boş bir kese için altıncı çare: Yaşlılık günleriniz için ve ailenizi korumak amacıyla bugünden gerekli önlemleri alın. Hastalık yaşlılık vs herşey için cepte bir miktar para tutulmalıdır. YEDiNCİ ÇARE Para kazanma becerilerinizi geliştirin Ne kadar çok şey öğrenirsek o kadar çok kazanırız. Hü­ neriyle ilgili daha çok şey öğrenmek için uğraşan insan da­ ha çok para kazanacaktır. Bir zanaatçı mesleğiyle ilgili en ileri yöntemleri, en kullanışlı aletleri araştırıp bulabilir. Ka­ nun adamları ya da tıp adamları birbirlerine danışıp bilgile­ rini birbirlerine aktarabilirler. Bir tacir sürekli olarak daha az fiyatla satın alınabilecek daha kaliteli malların arayışı içinde olabilir. İnsanların yaptıkları şeyler durmadan değişir ve gelişir, çünkü akıllı insanlar müşterilerine daha iyi hizmet verebil­ mek için durmadan her şeyin daha iyisini araştırırlar. Onun için herkese ilerlemenin ön saflarında yer almalarını, olduk­ ları yerde kalmamalarını öneririm; oldukları yerde kalanlar geriye düşeceklerdir Mesleğinizde kendinizi geliştirin, diğer insanlara fark atmamız salık veriliyor. Proaktif olmak tabirici caizse işbitiricilikten söz ediliyor. özetle tavsiyeler Borcunu tam zamanında ödemeli, ödeme olanağı olma­ yan şeyleri satın almamalı. Ailesine bakmalı, böylece onların kendisi hakkında iyi düşünmelerini ve iyi konuşmalarını sağlamalı. Tanrıların kendisini çağıracağı günü düşünerek uygun bir vasiyet hazırlamalı, servetini onurlu ve adil bir biçimde bölüştürmeli. Şanssızlıklardan başını kurtaramayan insanlara merha­met duymalı, onlara belli sınırlar içinde yardım etmeli. Ken­disine yakın olan kişilere düşünceli davranmalı." İşte boş bir keseyi doldurmak için yedinci çare: İnsan kendi güçlerini geliştirmeli, daha akıllı olmaya çalışmalı, da­ha maharetli olmayı öğrenmeli , böylece kendisine saygı duymalı." Bunu yapabilen insanın kendine güveni artar ve dikkatle ele aldığı isteklerine daha kolay ulaşır. ———————————- Onun için içinizden nazik bir be­ yefendi bana, kendisi için iyi olabilecek bir şeyi yapmayan bir insanı nitelendirirken kullandınız doğru sözcüğün ne ol­ duğunu söylesin." "Üşengeç,11 diye seslendi biri. "Tamam, işte 0!11 dedi Suriyeli heyecanla elini kolunu sal­ layarak. "Ayağına gelen fırsatı değerlendirmez. Bekler. Şim­ di yapacak başka işlerim var, der. Fırsat böyle yavaş birisi­ ni beklemez; şanslı olmak isteyen insanın çabuk adım at­ ması gerektiğini düşünür. Fırsatı yakaladığında çabuk dav­ ranamayan bir erkek, dosnımuz tacir gibi bir 'üşengeç'tir. hikayenin bu kısmında şans faktörü üzerinde tartışılıyor. öncesinde kumar oyunlarının ancak kumar oynatıcısını zengin ettiği anlatıyor ve şansın bu gibi yerlerde değil emek konulan sahalarda aranıp eninde sonunda bizi bulucağı söyleniyor. derken babasının kendisini acıtmayacak miktarda olan parayla yapabilicek yatırım tavsiyesine uymayan adamın başından geçenler anlatılıyor. ve bu fırsatı değerlendiremiyen kişi “üşengeç” diye nitelendiriliyor. "Bu öyküler birbirine benziyor. Her seferinde fırsat bir nedenle kaçıp gidiyor; her seferinde üşengeçlerin karşısına iyi bir planla çıkıyor. Onlar her seferinde, şimdi en doğru zaman, elimi çabuk tutmalı­ yım, demekte oyalanıyorlar. İnsan böyle nasıl başarılı olur?" "Sözlerin akıllıca, dostum," dedi hayvan alıcısı. 11Üşen­ geçlik yüzünden iki öyküde de fırsat kaçıp gidiyor. Ama bu görülmemiş bir şey değil. Üşengeçlik her insanın ruhunda vardır. Zengin olmak isteriz; ama fırsat karşımıza çıktığı za­ man biz kabul etmeden önce içimizdeki üşengeçlik ruhu harekete geçerek oyalanacak şeyler bulur çıkartır. Onun sö­ zünü dinleyerek kendi en büyük düşmanımız oluruz üşengeçlik = fırsatların kaybedilmesi hikayenin devamında…. Sonra kusuru ken­di zayıf kişilik yapımda buldum… diye bi söz geçiyor. ilginç kendi hayatıma tam olarak nasıl uyarlayabiliceimi bilemiyorum. karşıma çıkan fırsatlar konusu ?? aslında hocalara danışma onları research konusunda bayma olablir. hızlı ve kararlı bir şekilde harekete geçmek sanırım yapılması gereken en uygun şey. "Yoksullarınkine benzemeyen şık giysiler var üstünde. Başarılı biri gibi konuşuyorsun. Söyle bize, üşengeçlik kulağına fısıldadığı zaman hala onu dinliyor musun?" "Hayvan alıcısı dostumuz gibi ben de üşengeçliği tanı­ mak ve yenmek zorunda kaldım," diye karşılık verdi tacir. "Benim için, yapacağım işi engellemek amacıyla her an te­ tikte bekleyen bir düşmandı. Anlattığım öykü fırsat kaçırdı­ ğım pek çok benzer olaydan yalnızca biri. Anladıktan son­ ra düşmanı yenmek zor değil. Hiç kimse bir hırsızın buğday dolu çuvallarını çalmasına isteyerek izin vermez. Aynı bi­ çimde hiç kimse bir düşmanın müşterilerini kaçırmasına ve onu kazancından etmesine isteyerek göz yummaz. Bütün bunları yapanın düşmanım olduğunu anlayınca onu yen­ mekte zorlanmadım. Onun için her erkek Babil'in zengin hazinelerinden pay almayı düşünmeden önce içindeki üşengeçlik ruhunun efendisi olmayı öğrenmelidir. ATALET YENİLMESİ GEREKEN BİR DÜŞMANDIR!!! >senden çalar! ve önüne gelen fırsatları bloklamak için fırsat kollar. Fırsatlar değerlendirilerek şans yaka­ lanabilir. " Daha iyi yaşamak için fırsatları yakalamaya istekli olan­ lar iyi tanrıçanın dikkatini çekerler. Kendisini memnun edenlere yardımdan hiç kaçınmaz. Onu en memnun eden şey ise girişimci insanlardır. "Girişim sizi ulaşmak istediğiniz başarıya götürür." Girişimcilik diye bişi var tutturmuşlarda girişimcilik diye hakikatini anlamak için bu kavramın çok özlü bir söz kullanılıyor chapterin sonunda anlatılan onca hikayeden sonra…. “GiRiŞiMCi iNSANLAR İYİ ŞANS TANRIÇASININ LÜTFUNU KAZANIR.” >atalet harbi çok boktan bi durum yaw. atmak lazım üzerinden insanın bu illeti. şu an babilin en zengin adamı kitabını okurken bir yandan da şu satırları yazıyorum düşüncelerimi toparlamama ve kitabımı kendi süzgecimden geçirmeme yaradığını düşünmeye başladım. ayrıca şu an binevi içerisinde bulunduğum atıl durumdan da beni kurtabilicek ışık olucak sözleri duymak da rahatlatıyor. ALTININ BEŞ YASASI 1. Altın, kendi ve ailesinin geleceği için servet yap­mak üzere gelirinin onda birini bir kenara ayıran her­kese seve seve ve artarak gelir. II. Altın, kendisine karlı bir iş bulan akıllı sahibi için dirençle ve istekle çalışır; otlaklardaki sürüler gi­bi hızla çoğalır. Bir köşede altını olan herkesin ayağına karlı yatırımlar yapacağı fırsatlar gelir. Altın yıllar geçtikçe kendisini şaşırtıcı bir biçimde çoğaltır III . Altın , nasıl yatırım yapılacağını bilen akıllı adamların sözlerine kulak vererek yatırım yapan dik­katli sahibinin koruyuculuğuna tutunur kalır. Altınını bir işe yatırmadan önce akıllı adamların öğüdünü alan biri servetini tehlikeye atmamayı, onu güvence altına almayı kısa zamanda öğrenir ve düzen­li olarak artışını sevinçle izler." IV. Altın, bilmediği, görmediği işlere ya da amaçla­ra yatırım yapan ya da bilenlerin öğüdünü almayan kimselerden kaçar. Altını olan, ama kullanımı konusunda beceriksiz olan birine önüne çıkan her iş karlı gibi görünür. Oysa bunlar çoğunlukla risk taşıyan, sorunlu işlerdir; Altını ustalıkla kullanmasını bilenlerin öğütlerini alarak yatırım yapan insa­na, 'akıllı' denir. V. Altın, kendisini olanaksız kazançlar için zorla­yan ya da üçkağıtçıların,dolandırıcıların çekici öneri­lerine kapılan ya da kendi deneyimsizliğine ya da ro­mantik yatırım düşlerine emanet eden adamdan uzak durur. Akıllı insan­ların sözlerini dinleyin; çarçabuk servet kazanmak için ya­pılan planların arkasında yatan riskleri onlar gerçekten çok iyi bilirler. Ninova'daki ana paralarını kaybetmeyi göze almayan ya da karsız yatırımlardan kaçınan zengin adamları unutmayın. ————————————————— Çabuk gelen zenginlik o kadar çabuk da gider." Sahibine mutluluk ve tatmin verecek altın yavaş yavaş gelir, çünkü bilgiyle ve kararlılıkla doğan bir çocuktur. Düşünceli bir insan için servet kazanmak hafif bir yük­ tür. Bu yük yıldan yıla dirençle taşınırsa son amaca ulaşılır. Consistency ilkesi yine vurgulanıyor. Hızlı koşan atın boku seyrek olur derler. bu beş yasa üzerinde durup biraz düşünmek istiyorum. ve bu yasaları özetlemek istiyorum. 10/1 oranında biriktir. Ayağına gelen karlı fırsatları değerlendir. Yatırımı bilen akıllı adamlardan öğüt al, servetini koru. Bilmediğin görmediğin işe bulaşma. Hızlı servet kazandırdığını söyleyen, dolandırcılık dönen işlere bulaşan kişiden uzak dur. Dostum," dedi Methon, "üzerinde tartışılması gereken çok önemli bir konuyu gündeme getirdin." Altın sahibine sorumluluk yükler ve yakınlarıyla arasında mesafe oluşur. Kaybetme ya da çaldırma düşüncesiyle birlikte korku geti­ rir. Güçlülük duygusuna, başkalarına iyilik yapma isteğine kapılır. Aynı biçimde iyi niyetlerinin başına dert getireceği durumlara da yol açar. eşek ile öküzün hikayesi Hayvanların birbirlerine söylediklerini anlayabilen bu çiftçi ne konuştuklarını dinlemek için her akşam çiftlikte do­ laşır. Bir akşam öküz işinin ne kadar ağır olduğuyla ilgili eşeğe yakınmaktadır: Her gün sabahtan akşama saban çeki­ yorum. Hava ne kadar sıcak olursa olsun, bacaklarım ne ka­ dar ağrırsa ağrısın, boyunduruk canımı ne kadar acıtırsa acıt­ sın gene de çalışmak zorundayım. Oysa senin çok boş za­ manın var. Sırtında rengarenk bir battaniye efendimizigitmek istediği yere götürmekten başka iş yapmazsın. O bir yere gitmezse sen de dinlenir, bütün gün otlanır durursun.' Eşek, çiftesinin pek çetin olmasına karşın, iyi bir yaratık­ tı; öküze acıdı. 'Dostum,' dedi, 'sen çok çalışıyorsun, işini azaltmak için sana yardım etmek isterim. Onun için sana bir gün dinlenmenin yolunu göstereyim. Sabah köle seni alma­ ya geldiği zaman yere yat ve öyle çok böğür ki efendine hasta olduğunu, çalışamayacağını söylesin.' Öküzün, eşeğin bu öğüdünü uygulaması üzerine üzeri­ ne ertesi sabah köle çiftliğe dönüp öküzün hasta olduğunu sabanı çekemeyeceğini söyledi. "'Öyleyse' dedi çiftçi, 'eşeği sabana koş; toprağın sürül­ mesi gerek.'" Arkadaşına yardım etmekten başka amacı olmayan eşek bütün gün boyunca öküzün işini yaptı. Akşam olup da sa­ handan kurtulduğunda yüreğinin acıdığını hissediyor, ba­ cakları ağrıyor ve boyunduruğun boynuna sürtünmesiyle açılan yara canını acıtıyordu. Çiftçi konuşulanlan dinlemek için gene dolaşmaya çık­ mıştı. İlk konuşan öküz oldu. 'Sen iyi bir dostsun. Bana verdi­ ğin öğüt sayesinde bütün gün yan gelip yattım.' "'Ve ben,' diye öfkeyle patladı eşek, 'bir arkadaşa yardmı etmek üzere yola çıkan ama, onun yerine onun işini yap­ mak zorunda kalan her iyi yürekli canlının düşeceği durum­ da kaldım. Bundan böyle kendi sabanını kendin çek; efen­ dinin kölesine gene hastalanırsan kasabı getirmesini söyle­ diğini işittim. Keşke getirse, çok isterdim.' Ondan sonra bir daha hiç konuşmadılar - dostlukları sona erdi. Bu öyküden bir ders çıkartabilir misin, Rodan?" "Güzel bir öykü," diye karşılık verdi Rodan, "ama çıkar­ tacak bir ders bulamıyorum." "Ben de öyle düşünmüştüm. Ama çıkartacak bir ders var. Nays bir hikaye anlatıldı,take away aşada yazıldığı gibidir. O da şu: Bir dostuna yardım etmek istersen bunu öyle yap ki onun yükü senin üstüne binmesin." Geride kalanların ise ne malı mülkü vardır ne de kazan­ ma kapasitesi. Güç yaşam koşullarına ayak uyduramayanlar her zaman olacaktır. Borç alanın yakın arkadaşları onların onurlarıyla ilgili güvence vermezlerse benden tek kuruş bi­ le borç alamazlar, verirsem yazık olur; gelecek yıllarda gü­vence kutumun ağır eleştirilerine uğranın. >Güvenilmeyen-yeni- birine borç para-yüklü- verirken mutlaka güvence istenmelidir. Ticaretin nasıl yapılacağı hakkında hiçbir bilgin var mı? En düşük fiyata nereden alacağını biliyor musun? İyi bir fiyata nerede satacağını biliyor musun?' Sence bu sorulara 'evet' karşılığım verebilir mi?" Borç alacak kişinin amacı nedir? Akıllı ve Ticarette kullanacaksa yetkinliği nedir, bunlar sorgulanmalıdır. Evet, tacirlere çok yar­dım ettim. Smyrna'ya (İzmir) nasıl gidileceğini, ev kadırıla­rının dokudukları halıları en ucuz nereden alabileceğimi bi­liyoıum. Bu halıları iyi bir karla satabileceğim Babil'in zen­gin adamlarını da tanıyorum.' O zaman ona, 'Akıllıca bir amaç edinmişsin ve hırsın saygıya değer. Eğer karşılığında güvence olarak bir şey gösterebilirsen ben de sana sevese­ ve elli altın borç veririm. şunlar sağlanmışsa borç verilebilir. ticaret açısından iş bilirlik ve yetkinlik güvenilir bir amaç Gözünü boyayacak pek çok şey çıkabilir karşına. Birçok ö­ğüt dinleyeceksin. Büyük paralar kazanacak fırsatlar oldu­ ğunu söyleyen insanlarla karşılaşacaksın. Güvence kutu­mun öyküleri kesenden tek altın çıkarmaya kalktığın her an geri geleceğine emin olup olmadığın konusunda seni uyar­malı. BORÇ KONUSUNDA UYANIK OL GÜVENCE AL! CHAPTER SONU CÜMLESİ: BİRAZ DİKKAT BÜYÜK PİŞMANLIKTAN YEĞDİR. BABİLİN DUVARLARI CHAPTER SONU:: YETERLI KORUNMA OLMADAN YAŞAMAYI GÖZE ALAMAYIZ! BABİLİN DEVE TACİRİ CHAPTER SONU:KARARLILIK VARSA ELBET BİR YOL BULUNUR. 10/1 BİRİKTİR 10/2 BORÇ 10/7’yi Aşmayacak şekilde HELA HOP SANA KALMIŞ
Babil’in En Zengin Adamı
Babil’in En Zengin AdamıGeorge S. Clason · Butik Yayınları · 20183,850 okunma
·
432 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.