İnsan olmayı başarabilenlerin yaşatmaya çalıştığı değer yargılarının yok olmaya yüz tuttuğu (belki de yok olduğu) şu zamanın dünyasında bu kitabı okuduğum için kendimi şanslı hissediyorum.
Yine birçok konuya değinilen ve yine birçok ders çıkardığım bir kitap. Sarı-Özek. Bozkırın tenhasında tek başına bir kalabalık. Yedigey… Beni yer yer hüzünlendiren, öfkelendiren ve gülümsettiren bu ana karakterimizin asra bedel olan o bir günde yaşadıklarını ve aynı zamanda geçmiş anılarını okumaktan öte yaşadım diyebilirim. Kitabın kurgusu, dili, akıcılığı çok iyiydi. Özellikle kitapta yer alan bilim-kurgu kesitlerini okumak beni çok heyecanlandırdı. Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. O kadar sürükleyiciydi ki, diğer sayfalarda okuyacaklarımı merak ettikçe sayfaları çevirmek için can attım. Şimdi de yazarın diğer kitaplarını okumak için can atıyorum!
Dipnot:
Kitap hakkında bir müddet düşündükten sonra farkında olmadan Cem Karaca’nın “İşte Geldik Gidiyoruz” şarkısını söylemiş olmam kitabı iyice özümsemiş olduğumun en iyi kanıtı olabilir:)