Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Enbiya Suresi 30. Ayet
Kur’an’ın ilâhî bir kelam olduğunu reddeden “inkârcılar,” içinde bulundukları evren üzerinde araştırma yaparak “görüp anlamıyorlar mı ki, gökler ve yer” başlangıçta “bitişik” bir hâlde, bütün “idi de, Biz onları daha sonra” birbirinden “ayırdık ve” yine hayatın kaynağını bilmiyorlar mı ki, Biz “her canlı varlığı sudan yarattık?”
·
20 görüntüleme
ercan okurunun profil resmi
‎[İkinci Nevi Delil] ‎Cenâb-ı Hakk’ın ‮وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَاءِ كُلَّ شَىْءٍ حَىٍّ اَفَلَا يُؤْمِنُونَ‬ "ve her canlıyı sudan yarattığımızı o kâfirler görmediler mi, hâlâ inanmayacaklar mı?" ayetidir. Bu ifadeyle ilgili birkaç mesele vardır: Birinci Mesele ‎Keşşaf Sahibi şöyle der: "Cenâb-ı Hakk’ın buradaki lafzı, ‮جَعَلْنَا‬ bir mefûl de alabilir, iki mefûl de... Binâenaleyh, eğer bir mefûl alırsa, buna göre mana, "Biz, sudan, her canlıyı yarattık" şeklinde olur ki, bu durumda bu ayet, tıpkı "Allah her hayvanı sudan yarattı" (Nur, 45) ayeti gibi olmuş olur. Yahut mana, "Biz, mahlûkatın suya olan aşırı ihtiyacından, onu sevdiğinden ve ona karşı da çok sabırsız olduğundan, o mahlûkatı sudan yaratmış gibiyizdir" şeklindedir. Bu durumda ayet, Cenâb-ı Hakk’ın, "insan aceleden yaratılmıştır" (Enbiya, 37) ayeti gibi olmuş olur. Eğer iki mefûl alırsa, buna göre mana, "Biz, her şeyi, su sebebiyle canlı kıldık; binâenaleyh, her canlı için, mutlaka su lâzımdır" şeklinde olur. Hz. Peygamber’in, ‮وَ مَا اَنَا مِنْ دَدٍ وَ لَا الدَّدُ مِنِّى‬ "Ben, oyun eğlenceden, oyun eğlence de benden değildir’ ifadesindeki min harf-i cerleri de bu anlamdadır. Kelime, ikinci mefûl olarak, ‮حَيًّا‬ (hayyan) şeklinde de okunmuştur. ‎İkinci Mesele: Her Canlının Sudan Yaratılmasının İzahı ‎Bir kimse şöyle diyebilir: "Cenâb-ı Hakr "Cânn’ı da, daha önce çok zehirleyici ateşten yarattık" (Hicr, 27) buyurmuş; hadiste de, "Allah Teâlâ, melekleri nurdan yaratmıştır" ifadesi yer almışken; Hz. İsa (a.s) hakkında, "Hani benim iznimle bir kuş suretinin benzerini tasarlıyordun, içine üfürüyordun da benim iznimle bir kuş oluveriyordu"(Mâide, 110) buyurmuş ve, Hz. Adem (a.s) hakkında da, "Onu, topraktan yarattı" (A. İmran, 59) demişken, daha nasıl, "Biz her canlıyı sudan yarattık" diyebilmiştir?" ‎Cevap: Ayet-i kerimenin lafzı her ne kadar umumi ise de, ancak ne var ki burada, ayetin bu umumiliğini tahsis edecek karineler mevcuttur. Çünkü, delilin maksada daha yakın olabilmesi için mutlaka, görülür ve hissedilir cinsten olması gerekir. İşte bu izahla, melekler, cinler, Hz. Adem ve Hz. İsa’nın durumu ayetin bu umumi ifadesinin dışında kalır. Çünkü o kafirler, bunlardan hiçbiri görmemişlerdir. Üçüncü Mesele ‎Müfessirler ihtilaf etmişlerdir. Bu cümleden olarak bazıları, Cenâb-ı Hakk’ın ‮كُلَّ شَىْءٍ حَىٍّ‬ ifadesinden sadece canlıların kastedildiğini söylerken, diğer bazıları, "Hayır, bu ifadenin içine bitkiler ve ağaçlar da girer; çünkü bunlar da su sayesinde büyüyor ve, bunlardaki nem, yeşillik, tomurcuk ve meyveler de sudandır" demişlerdir. Bu görüş kastedilen manaya daha uygundur. Buna göre Cenâb-ı Hak sanki, yağmur yağdırmak ve o yağmurdan yeryüzündeki bitki vs. şeyler gibi her şeyi canlı kılmamız için semayı, yerden yarıp ayırdık" demek istemiştir. Birincilerin delili, bitkiye "hayy" denilemeyişidir. Ama, biz bunu kabul etmiyoruz. Ona da böyle denilebileceğinin delili, "Ölümünden sonra yeri nasıl diriltir" (Rûm, 50) ayetidir. Mefâtîhü’l Gayb Fahrettin Râzî Tedsiri
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.