Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

1062 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
ANNA KARANİNA İNCELEME
Alıntıları her yerde karşıma çıkmaya başladığı için artık okumalıyım diye düşünüp almıştım. Dostoyevski’nin birkaç kitabını okumuş olsam da şu ana dek Tolstoy’un hiçbir kitabını okumamıştım. Her ne kadar Rus Edebiyatı’na bazı konularda hâkimliğim olsa da Anna Karanina beni başka bir evrene götürdü sanki. Rusya’nın soğuk ve sert havasından sıyrılıp kendimi baharda yeni açmış çiçeklerin içinde buldum. Şu an düşündüğümde böyle bir şey anlatılıyor muydu, emin bile değilim ama kitabın beni sarmalaması muhtemelen bana bunu düşündürdü. Yalan söyleyemeyeceğim kitabın 1062 sayfa olması gözümü epey korkutsa da gördüğüm alıntılar bir şekilde bu eseri okumam gerektiğini bana anlatmaya çalışıyordu. Budala’yı okurken zorlandığımı hatırlıyorum ama Anna Karanina’da işler böyle gitmedi. Uzun soluklu bir okuma olmasına rağmen hikâyeden hiç kopmadım ve genelde bir oturuşta en az yüz sayfa kadar okudum. Kitapta ele alınan üç temel konu vardı ki bunlar hayatımızın merkezindeki konular bence. Aşk, evlilik ve ölüm… Tolstoy elbette sadece bu üç konuya değinmemiş fakat geri kalan konular da bu üç konunun çemberine takılmış hissettirdi beni. Hıristiyanlığın toplum üzerindeki etkisinden politika ve savaşa kadar birçok konuyu kaleme almış. Öyle ki okurken bazı yerleri anlamakta epey zorlandım. Tarih konusunda hiçbir zaman iyi olmadım. Sanırım kitapta beni en çok sıkan ve anlayamadığım konular bunlardı. Ama yine de kitabın büyüsüne kaybettirmedi. Çok derin yazılmış bir roman olduğunu düşünüyorum. En basitinden aşk ve evlilik konuları tek bir bakış açısıyla ele alınmamış ve karşılaştırılan karakterler, bir şekilde bize hangisinin doğru olduğunun bakış açısına veya çeşitli değişkenlere bağlı olarak değişebildiğini göstermeye çalışıyor gibiydi. Zamanın kadınlar üzerindeki etkisi ve dinin baskısı yüzünden boşanma hakkının olmayışı da bir şekilde çaresiz kalplerin hayatlarına devam etme üzerindeki başarısızlığını gözler önüne seriyordu. Kitap hakkında ciddi bir spoilerı yıllar önce Tolstoy’un Anna Karanina’yı yazarken yaşadığı olayı okuduğumdan biliyordum. Fakat okurken canım sıkılmadı veya kitap gizemini benim için hiçbir zaman kaybetmedi. Zaten kitabın adı Anna Karanina olmasına rağmen tek karakter kitaplardan değildi. Levin karakteri de Anna kadar hatta bence daha fazla kitabın merkezindeydi. İlk okumaya başladığımda olaylar Darya Aleksandrovna ve Oblonski ile başladığında kitabın ismi dolayısıyla bunu anlamlandıramamıştım. Bir sürü karakter çevresinde dönen hikâyede yazarın neden böyle yazdığını anlamam biraz uzun sürdü. Kişi, zaman, mekân ve olay gözlemlerini usta bir biçimde ele alan Tolstoy, gerçekten de Anna Karanina için neden gelmiş geçmiş en iyi roman olarak nitelendirildiğini kendi gözümle görmemi sağladı diyebiliriz. Çoğu zaman Anna Karanina karakterine kızsam ve söyledikleri için kendi kendime sinirlensem de aslında içinde bulunduğu şartları göz önünde bulundurduğumda ona hak vermeden edemiyorum. Karakterlerin birbirleriyle olan ilişkileri, bakış açıları ve hayatlarındaki olaylar çok güzel şekilde ifade edilmişti ve şu ana dek okuduğum en iyi kitaplardan biriydi. Bu kadar uzun bir kitap olması bittiğinde büyük bir boşluğa düşmemi sağladı. Artık hayatımda Anna yok, Levin yok! Kitap bittiğinde kitabın kalın kenarlarının kolumda bıraktığı izlere de veda etmem gerekti ve bu beni incitti. Tolstoy’un kalemine hayran kaldığım için diğer kitaplarını da okumak için can atıyorum.
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939,2bin okunma
·
56 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.