Aynı kitabı okumakla birlikte, bende tıpkı sizin gibi Agatha Christie ile bu kitap sayesinde tanışmış oldum. Filmini yıllar evvel izlemiş, beğenmiş fakat bir romandan alındığını sonradan bilebilmiştim. Açıkçası romandan sinemaya uyarlanan çoğu kitaplar için geçerli olan; başta diyaloglar, sahneler ve karakterler olmak üzere, bu kitapta da filmdeki akıcılığı hissedemedim -ki bu son derece doğal bir durum, çünkü sinemanın zamanı kısıtlı ve bu sebeple de iyi kurgulanıp seyir zevki açısından iyi servis edilmesi gerektiği ortada. Çoğu okurda olduğu gibi bende bu kitaptaki akıcılığı, -evet, beğendim diyebilirim fakat anlatımını çok sade buldum. Betimlemeler neredeyse hiç yok, demek ki gerek görülmemiş, saygı duyarım. Fakat yine de doğanın tam ortasında konulmış bir tren ve bu trenin içinde de yaşanmışlıkları olan bir düzine insan var. Diyaloglar ise zaman zaman sekteye uğrayarak gerçekçilikten uzaklaşmış. Normalde birkaç saatte okunabilir bir kitap fakat anlatımındaki bazı olumsuzluklarından dolayı ve belki de filminden aldığım zevk ve tadı alamadığımdan olsa gerek, kitabı bitirmek için henüz yeterli azmi sırtlanamadım diyebilirim. Her şeye rağmen zamanın ötesinde bir roman olduğu da şüphe götürmez bir gerçek. Keyifli okumalar 📖