Gönderi

Ali, hayalinde bir mum düşündü. Yaptıkları işkenceden kanına, kemiklerine, gözlerinin akına kadar saplanan acıyı o mumun ateşinde yaktı. Rahmetli babası ona her zaman zalimin karşısında olmayı öğütlemişti. Zalim ne kadar güçlü olursa olsun onunla mücadele etmek, mazlumun tarafında olmak Allah'a bir ibadettir demişti. Elinde bir damla suyun olsa dahi mazlumu yakmak için zalimlerin kurduğu devasa ateşe dök o suyu demişti ve Hz. İbrahim'e su taşıyan karınca hikayesini anlatmıştı. Vakti zamanında Nemrud denen zalim bir hükümdar varmış, ona karşı gelen herkesi öldürüyormuş ve bir gün ona en çok karşı çıkan İbrahim peygamberin ateşte yakılması emrini vermiş. Meydanda odunlardan büyük bir yığın yapmış Nemrud'un askerleri ve odunları tutuşturmuşlar. O kadar büyük bir alevmiş ki bu, bulutlar yanmış. Bütün insanlar, hayvanlar ateşin büyüklüğünü gördükten sonra korkup kaçmışlar. Nemrud sürekli askerlere ateşi beslemelerini emrediyormuş Nemrud'un askerleri Hz. İbrahim'i ateşe atacaklarmış. Bu esnada gökleri tutuşturan ateşe doğru sırtındaki bir damla su ile koşan bir karınca görmüşler. Böyle acele nereye gidiyorsun diye sormuşlar. İbrahim'i yakacak olan ateşe su taşıyorum demiş karınca. Gülmüşler ona. Ateşin büyüklüğünü görmedin mi, senin sırtındaki şuncacık su damlası ne işe yarar diye sormuşlar. Karınca " Hiç olmazsa zalimin değil, mazlumun yanında olduğum anlaşılır, tarafım belli olur." diye yanıtlamış. İşte böyle Ali, sen de adın gibi her daim mazlumun kılıcı ol demişti babası. Kan ve ağrı içine gömülü, ölüme terk edilen Ali, bu an sayesinde ölmedi. Şah, İran'da birkaç şehirde ve üniversitelerde başlayan olayları Batı'dan destek almasına rağmen bastıramıyordu. Her gün Tahran sokaklarında yüzlerce insanın üstüne ateş açılıyor, insanlar kurşunların üstüne bile bile yürüyorlardı. Sokaklardan o kadar kan akmıştı ki, Safran Sokağı'nın iki yanından akan billur su bile kırmızıya boyanmıştı. İktidarının otuz altıncı yıl dönümü sebebiyle tertip ettiği balo ve kutlamalarda, ülkenin yirmi beş yıllık gelirini harcamaktan çekinmeyen Şah, nihayet devrilmiş altın klozetini bile yanına alarak kaçmıştı İran'dan. Ali'yi içinde diri tuttuğu inanç kurtarmıştı...
Kapı YayınlarıKitabı okudu
·
19 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.