İnsanlar arası ilişkiler, bir yandan evrenin özel niteliği ile belirlenmiştir, dolayısıyla değişme eğilimindedir. Öbür yandan toplumun ya da milletin politik gelenekleri gibi birtakım kuruluşlar ya da kalıplaşmalarla belirlenmiştir. Bu sosyal ilişkileri anlamadıkça, ruhsal etkinlikleri anlamamız mümkün değildir.