En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim Bazarov’u hiç sevmedim ve sonuna da hiç üzülmedim.
Yahu nedir bu hiç bi şeyi beğenmemek, her şeyi eleştirmek ama yapıcı anlamda değil küçümseyici anlamda. Ki o kadar küçümseyici ki aileni bile beğenmecek kadar. Nihilistlikmiş alsana nihilistlik.
Bazarov’un kendini beğenmiş tavırları sıktı açıkcası. Arkadiy nasıl onu sevip arkadaş olmuş anlamadım. Onun o sevgi dolu kalbi Bazarov’a fazlaydı zaten.
Anna’da bi değişikti anacım seviyor mu sevmiyor mu belli değil? O kısmı da anlamadım. Gerçi Anna’nın kendisi de anlamamıştı.
Bir de ben ilk defa Rus romanı okudum ve şu çok saçma geldi bütün Rus romanlarında var mı bilmiyorum ama. Neden birbirlerine isim+soyisim olarak hitap ediyorlar? Bi de galiba büyük babaların ismiyle de hitap etme durumu var oldu benim anlama yavaşlığı x10. O kısımlar beni zorladı ve saçma geldi.