Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Annemin kanaviçeden tablosuyla bakışıyorum. Tarih 1982 olarak düşülmüş kenarına. Henüz evlenmemiş, babam ihtimali ortalıkta yokmuş dahi, belli. Bir dal işlemiş, üzerine dört tane kuş kondurmuş. Dal çiçekler içinde. Bahar gelmiş o da belli. O sırada bilmese de bu dört kuş, dört çocuğuna işaret ediyor, öyle bence yani lamı cimi yok. Dal da baba gibi hani. Annemi işlemesine bakınca görsel olarak bulamayabilirdik belki ama ilmek ilmek, emek emek bizi bir çerçeveye sığdırmış, bulması zor değil bu yüzden. Hah, evet, işte o, çiçekler… Geçenlerde Deli Tarla’yı okurken bir kısmı bizim aileye denk düşen bir hikaye ile karşılaşıp onlara bir sayfanın fotoğrafını atmıştım da “Baban da yanımda, okudum gözleri doldu. Gelirken getir o kitabı.” demişti annem. Düşünüyorum da bu kanaviçeden tabloyu da okusalar onun gibi… Hem çok daha deli bir ürün çıkabilir bizim tarladan. Ah ah… Sular seller… Merakıma yenik düşeceğim, inşallah. Şimdilik tarihe notu düşmüş olayım: 2024.
·
2 artı 1'leme
·
462 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
meltem okurunun profil resmi
Böyle güzel duygulu şeyler yazınca “hayat bana güzeldir” izlenimi bırakmış olmaktan çekiniyorum da aslında zira okuyanlarda aynı etkiyi bırakmayacak, bırakmamış olabilir yazılanlar. Şunu eklemeliyim ki bu tarlada dertler derya aynı zamanda. Okununca ağlanacak olması çerçevenin bütününü ele veriyordur gerçi fakat yine de not düşmek istedim. Hem mutluluktan hem hüzünden ağlanacak. Hayatı güzelleştirme ve hafifletme çalışması adına güzele odaklı kalmaya çalışıyor, biraz da bu yüzden sanırım, güzeli yazmayı deniyorum. Vakti zamanında “yazmak derdi bile güzel kılıyor” diye bir laf etmiş idim; derdi güzel kılan yazmanın yanında güzeli yazmak da sanırım. Her zaman da beceremiyorum ya… Deniyorum. Sözün kısası, bu metindeki olgunlaşmış gülümsemeler hüzünle beslenmiştir.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.