Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

165 syf.
7/10 puan verdi
Zorunlu Eğitim Otopside
Bu inceleme ve bu kitaptan yaptığım alıntıları medium hesabımdan okumak için tıklayınız: sametonurr.medium.com/852f10d8e7e0 Abdulbaki Değer'in "Masalı Yıkmak" kitabı 2021 yılında yayımlandı. Kitabın alt başlığı: "Zorunlu-Kitlesel Eğitimin Doğası Üzerine". Değer, bir eğitim kitabı yazmış, ama bu sıradan bir eğitim kitabı değil. Yani sistemin içindeki herhangi bir soruna değil, zorunlu eğitimin kendisine dair ciddi bir eleştiri hatta otopsi söz konusu. Üniversite eğitimi hatta lise eğitimi almış insanlar hakkında konuşurken ortada olumsuz bir durum varsa ağzımızdan çoğu zaman şu sözler çıkar: "Bir de ... mezunu olacak.", "Okumuş ama..." gibi eğitimin tornasından geçmiş kişilerin ciddi şekilde değişmiş olması, değişmesi gerektiği ifade edilir. Aslında bu sözleri söyleyenlerin bilinçaltında eğitimin kutsal ve değerli olduğu düşüncesi vardır. Eğitimin yüce oluşu ve eğitimin üstünlük sağladığı toplum nezdinde tartışmasız şekilde kabul edilegelmiştir. İlkokul veya lise terk olanlar mahcubiyetle oku/ya/madıklarını ifade eder. Hoş, şu anda okuyarak meslek sahibi olanların maddi durumları pek de iyi olmadığı için yavaş yavaş okumanın çok değerli olduğu algısı hafiften kırılmaya başladı, ama eğitimli insanın üstünlüğü algısı zihnimizde pırıl pırıl yerini korumaktadır. Eğitim iddia edildiği kadar insanı olumlu yönde değiştirir mi? Eğitime dair eleştiriler her zaman aksayan bir yönüne doğru yapılır. Hatta sistemin değişmesi gerektiği, öğretmenin değişmesi gerektiği gibi hemen herkesin kafasında eğitime dair vazgeçilmez ama düzeltilmesi gereken bir düzen vardır.  Eğitim sisteminin değişmesi gerektiğine dair eleştiriler hep yapılageldi. Şurasını düzeltsek, burasını şöyle yapsak diye diye değişmedik yeri kalmadı gibi sanki. Peki sonuç değişti mi?  Eğitimin amacı nedir? Eğitimin sonucu olarak ne bekleniyor? Bu kadar büyük bir sistemin hepsinden başarıyla geçen bireyin nasıl biri olması gerek? Eğitim adına yapılan değişimler neye göre yapılıyor? Bu gibi soruların ardı arkası kesilmez.  Peki, ya eğitimin kendisi gerekli midir? Okulsuz bir eğitim sistemi olmaz mı? Yoksa eğitim deyince bu, illa okulla mı olmak zorundadır?  Şu anda uygulamakta olan eğitim sisteminin kendisine bakılınca nasıl bir manzara ortaya çıkıyor? İşte bu kitabın tartıştığı nokta burası.  Sistem, kendisini sonsuz savunanların elinde kutsanarak, işlemeyen şeyin hep başka bir parçada olduğu iddia edilerek sonsuz değişimler geçirmektedir. Asıl mesele böylece örtbas edilmekte olmasın sakın? Abdulbaki Değer, bu değerli kitabında tasvir etmeye çalıştığım şeyler üzerinde oldukça kapsamlı referanslardan destek alarak eğitim sisteminin kendisini incelemeye çalışıyor. Kitapta o kadar çok eğitim, felsefe, sosyoloji, psikoloji, edebiyat gibi alanlardaki yazarlara başvuruluyor ki ben kitaptan onlarca okunacak kitap çıkardığımı söyleyebilirim.  Kitaptan çıkardığım bazı önemli tespitleri aktarmak istiyorum: - Eğitim sistemi, yaptıklarının sorumluluğunu almıyor. - Sistem, suçluyu kendi değil, sisteme dahil olan diğer parçalarda arıyor. - Sistem, eğitimin kendisinin yapamayacağı birçok şeyi eğitim üzerinden yapmak istiyor. - Sistem, çocuğu dönüşmesi gereken bir nesne olarak görmektedir. - Sistem, toplumun kültürünü yok saymakta ve onu değiştirmek, tasfiye etmek istemektedir. - Zorunlu eğitimin sonucunun başarılı olacağı düşüncesi veriye dayanmıyor, aksine inancımız bu yönde sadece. - Sisteme gelen eleştiriler yüzeysel ve çözüm sunmuyor. - Sistem bir simyacı gibi aslında. Madenleri altına dönüştüreceğini söyleyen simyacılar gibi, eğitim sistemi de yapamayacağı şeyleri vadederek insanları etkisinde bırakmaya devam ediyor. - Sistemin başarısız olduğu her seferinde ortada olsa da, ona toz kondurmadan, kutsallaştırılarak aynı düzen devam ediyor. - Sorun sadece Türkiye’deki eğitim sisteminde değil. Bu zorunlu sistemi uygulayan bütün ülkeler aynı sıkıntı içinde. Hayattan kopuk, ifsat edici niteliği ile bu sistemin gerçekle bağının kurulması gereklidir. Eğer bu kadar bozulmaya rağmen bu düzen devam ediyorsa farklı şeyler denemeye çalışmak gereklidir. - Zorunlu eğitimin varlığına dayanak olan hususlarda köklü dönüşümler yaşandı. Ancak eğitim sistemi büyük oranda ortaya çıktığı şekli korunur vaziyette. Bu sistemin böyle hayatta kalacağını düşünmek hayatı ciddiye almamak demektir. Yazarın son cümleleri ise eleştirinin doruk noktasını teşkil ediyor gibi (s. 165): "Fizikteki gelişmelerden siyasetteki değişime, tanınma politikalarından yerelleşmeye kadar birbirine eklemlenen bu süreçlerin tümü, aynı zamanda bu alanı etkileyen, bu alandan etkilenen gelişmeleri veriyor. Postmodernlik tartışmalarının hâlâ güncelliğini sürdürdüğü bir dünyada, post-pozitivist gelişmelerin canlılığını sürdürdüğü bir dünyada ve Aydınlanma'nın pozitivist söylemin karikatürleşmesi esas itibariyle zorunlu eğitim sisteminin karikatürleşmesinden farksız değildir. Bu yapı, kendi dayanaklarının çözülmesiyle askıda kalan bir nitelik arzediyor. Defin işlemi yapılmamış bir cenaze gibi ortalıkta gezen bu sistem, açık ki kendi cenazesinin gömülmesini bekleyen bir mefta hükmündedir. Çoğu yönleriyle ölü doğan bir sistemi bugün de muhafaza etmenin mazereti kalmamıştır. Kendisini var eden koşullardaki büyük dönüşüm, şahit olduğumuz tarihsel performans, bu sistemin cenazesinin kaldırılmasını, hepimize bir sorumluluk olarak yüklüyor. Şahit olduğumuz şey, bu cenazeye karşı kayıtsızlık, cenazenin ölümünü reddediş ve hayattaymışçasına özen ve ihtimam gösterme. Ancak bu lirik cüzzamdan kurtulmak bir tercih meselesi değil. Bir var oluş meselesidir ve gerçek anlamda bir varlık iddiasıdır ve elbette hepimiz iddialarımız üzerinden sınanıyoruz." Sonuç olarak "Masalı Yıkmak" kitabı, eğitim sisteminin kendisini enine boyuna eleştiri süzgecinden geçiriyor. Uyanmak, farkına varmak için size gazoz uzatanlara karşı, bu kitap size soğuk bir kova su uzatıyor. Seçin sizin.  Ayrıca zorunlu eğitime dair başka çarpıcı bir eleştiri de Değer'in kıymetli arkadaşı eğitimci Ali Aydın'dan gelmiştir. "Online Gençler Çevrimdışı Yetişkinler" kitabı da bu kitap kadar değerli ve okunasıdır.
Masalı Yıkmak
Masalı YıkmakAbdulbaki Değer · Çıra Yayınları · 202114 okunma
·
53 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.