Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Genel müdür heyecanlı görünüyordu ve boğazına bir şey takılmış gibiydi. Hafifçe öksürerek gırtlağını temizledi ve okumaya başladı; Ulusal televizyon genel müdürüne, saygıdeğer beyefendi, ilgili tarafların gerekli önlemleri alabilmeleri amacıyla bu gece yarısından itibaren, zamanın başlangıcından geçtiğimiz yılın otuz bir aralık tarihine kadar olduğu gibi ölümün tekrar yürürlüğe gireceğini duyurmak istiyorum, faaliyetlerime ara vermemin, ya da başka bir deyişle, eski zaman resim ve gravür sanatçılarının hayallerinde oluşturdukları imgeler aracılığıyla anlatmak gerekirse, sembolik tırpanımı kılıfına yerleştirmemin sebebi, benden bu denli rahatsız olan insanların sonsuz yaşamın nasıl bir şey olacağını görmelerini istememdi, sonsuza dek yaşama imkânı bulunsaydı neler olurdu görülsün istedim sayın genel müdür, öte yandan daima ve sonsuza dek kavramlarının tam olarak ya da halk arasında sanıldığı derecede eşanlamlı olup olmadıkları da apayrı bir tartışma konusudur ama şu anda önemli olan bu değil, dayanıklılık testi ya da ek zaman olarak adlandırabileceğimiz bu birkaç ayın ardından durumu hem ahlaki-felsefi hem de pragmatik-toplumsal açıdan gözden geçirdim, olayı bütünüyle, gerek yatay gerekse dikey bakış açılarından değerlendirdim ve sonuç olarak yanıldığım kanısına vardım, bu çerçevede olayların normal akışına döneceğini bildirmek isterim, bunun anlamı, ölmüş olmaları gereken ancak sağlık durumları ne olursa olsun dünyadaki varlıkları devam eden kişilerin yaşamlarının bu gece yarısı saatler on ikiyi gösterdiğinde son bulacağıdır, saatlerin on ikiyi göstermesi kavramının da sembolik olduğunun altını çizmek isterim, bu çerçevede, meydanlardaki saatleri durdurmak ya da kulelerdeki çanları susturmak gibi aptalca düşüncelere kapılanların ümitlerinin boşa çıkacağını da peşinen bildiririm, insanoğlunun kalbine en büyük korkuyu geri getirme yönündeki kararım kesindir-stüdyoyu dolduran insanların çoğu ortadan kaybolmuşlardı, kalanlar da kendi aralarında fısıldaşmaktaydılar, ağzı açık kalmış olan yönetmen ise fısıltıların bileşkesinden oluşan uğultuyu fark etmiyor, dolayısıyla çok daha az ses duyulduğu hallerde bile yapmaktan çekinmediği öfkeli hareketlerini yapamıyor, karmaşaya son vermeyi aklına getiremiyordu- tevekkül içinde olunuz ve ölüme karşı koymaya çalışmayınız, zira tüm çabalarınız boşa çı- kacaktır, bununla birlikte yaptığım bir hatayı da kabullenmek ve vurgulamak isterim, bu hata ölüm konusunda sürdüregeldiğim usulle ilgilidir, şimdiye kadarki acımasız ve haksız uygulamala- rımdan, insanlara haber vermeden canlarını almış olmaktan dolayı rahatsızım, kişileri kalleşçe, uyarmadan, vakit tamam demeden öldürüyordum, bu tutumumun uygunsuz ve hoyratça olduğunu kabul ediyorum, bir vasiyet yazacak zamanı bile çoğu zaman insanlardan esirgemişimdir, ölüme doğru giden yolu onlara gösterecek bir hastalığı başlarına musallat ettiğim çok olmuştur ama insanların hastalıklara bakışı bambaşkadır, hep onlardan kurtulacaklarını düşünürler, ancak son anları geldiğinde ölümün geldiğinin farkına varırlar, her neyse, bundan sonra herkes ölüm konusunda eşit şekilde uyarılacak ve tüm insanlara yaşayacakları son bir haftada işlerini yoluna koyma fırsatı verilecektir, bireyler bu süre içinde vasiyetlerini hazırlayabilecek, aile bireyleriyle vedalaşabilecek, yaptıkları kötülükler için özür dileyebilecek ya da yirmi yıldır görüşmedikleri kuzenleri ile barışabileceklerdir sayın genel müdür, satırlarıma son vermeden önce kendi elimle yazdığım ve imzaladığım bu metni hemen bugün ülkenin tüm evlerine ulaştırmanızı rica ediyorum, mektubu insanların genelde beni tanıdıkları adımla imzalıyorum, ölüm. Genel müdür görüntüsünün ekrandan yok olduğunu gördüğünde koltuktan kalktı, mektubun elinde tuttuğu kopyasını katladı ve iç ceplerinden birine koydu. Beti benzi atmış olan yönetmenin karmakarışık bir yüz ifadesiyle kendine yaklaştığını gördü, Demek ki buymuş, diye söyleniyordu. Genel müdür başıyla onayladı ve hiçbir şey söylemeden çıkış kapısına yöneldi.
Sayfa 99
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.