Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

432 syf.
8/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Muhtelif Evhamlar ve Mutedil Dalgalı kitaplarını bir solukta okuyan biri olarak neden Ömür İklim Demir'in diğer kitabını da okumuyorum diyerek bu kitabı okumaya başladım. Günümüz ve 1914 yılı Osmanlı dönemi arasında geçen güzel bir romandı ta ki sonu bambaşka bir yerde bitene kadar. Açıkçası heyecan ile okuduğum kitabın finalde elimde kalmasına aşırı derecede üzüldüm. Sebebi ise her şeyin başta çok güzel kurgulanıp sonlara doğru sanki yazar sıkılmışta aman bu da böyle bitsin demişçesine bitmesiydi. Bunu daha sonra detaylandıracağım. Şevket Kemal eniştenin jurnalini bulan Metin, bunu yakın arkadaşı ve aynı zamanda Edebiyat öğretmeni olan Murat Hocaya gösterir ve ikisi birlikte jurnali günümüz Türkçesine çevirip yayınlama kararı alırlar. Osmanlı Dönemi, Deniz Tayyare Mektebi, İttihatçılar, siyasi olumsuzluklar, gizli görevler vs hep 1914 yılı anlatılır. Jurnal bittiğinde Metin'in hayatında ciddi değişiklikler yaşanıyor. Yaşadığı yeri (Suruç) bırakıp İstanbul'a gelmek zorunda kalıyor. Tam gün yüzü görecekken hayatı tekrardan allak bullak oluyor. Buraya kadar Ömür İklim Demir'in "günlük acı dozumuzu alalım" mantığında yazdığı ve alışkın olduğum kahırlı kısımlar olduğunu düşünmüştüm. Ancak devamında Şevket Kemal eniştenin sakladığı iki mektupla hikaye mistik olaylara, insanüstü bir duruma kaydı. Bir nebzeye kadar bir mantığını kabul ettim ama en son sayfalarda bir şeyler çok zorlama geldi bana. Detaylarına daha fazla girmeyeceğim. Olur da kitabı okumak isteyen ve bu incelemeye denk gelen olursa diye. Ancak şunu da söylemeden edemeyeceğim son mektupların bulunduğu kısımlarda kitap bitseydi çok daha severek okurdum.
Kum Tefrikaları
Kum TefrikalarıÖmür İklim Demir · Yapı Kredi Yayınları · 20201,679 okunma
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.