Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

1062 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
"Anna Karenina Öldü."
Tolstoy’un “Mürekkep hokkasının içine vücudundan etler bırakarak” yazdığını söylediği ölümsüz romanı Anna Karenina… Bir romanın nasıl hissederek yazılacağını, hissedebilmeyi, insan ruh dünyasındaki hislerini, iç diyaloglarını, insanın kendiyle muhasebesini anlatan eşsiz bu romanı bizlere bırakan emektar yazar Tolstoy'a çokça minnetle. Adeta bizleri romanın içindeymişçesine hissettirebilecek kadar güzel çevirisiyle kendine has anlatımıyla Tolstoy'un bizlere emanet ettiği eseri taslaklara kaydeden muazzam çeviri sahipleri Hasan Ali Yücel ve Ayşe Hacıhasanoğlu'na minettarız. Bir de bu romanı bitirmek için kendime on iki gün süre vererek on iki günümü güzelleştirdiğim sabır ve özveri ile bitirdiğim kendimi adeta her bir roman karakteri ile özleştirdiğim için kendimi tebrik ederimm. Tabi asıl tebrik sadece bizim sabrımız değil kalın bir kitabı nasıl okunabilir yapılmasını sağlayanlarda... Roman" Bütün aileler birbirine benzer, her mutsuz ailenin mutsuzluğu kendine göredir." tıpkı roman gibi kendine has bir cümleyle başlıyor. Ve okuduğumuz her bir cümlede, olayda, diyaloglarda biz bu cümleyle var oluyoruz hatta kitabın son yaprağına kadar bunu iliklerimize kadar hissediyoruz. Ben bu güzel eseri okuduğum süreçte yeri geldi, Stepan Arkadayiç olup bana sadık olan beni her bir halimle seven eşimi aldattım ve beni bırakacağı günü heyecanla ve sessizce bekledim. Bazense Darya Aleksandrovna olup aldatıldım çok sevdiğim eşim tarafından aldatılmak bana ağır geldi ama bu mücadeleyi kendimle verdim ve onu bırakamadım çaresizce kaderine boyun eğenlerden oldum. Levin olup, başarılı olmayı her zaman kendime ilke edinen çok çalışan ve mücadele eden, sürekli kendimle tartışan ve kendime bile açıklayamadığım bir çok gerçekle yüzleşemedim belki de yüzleştim ama kendime bile itiraf etmekte zorlandım. Kiti olup, doğru sevilmenin yolunu asla bulamadım bazen yolumu şaşırdım bazen de istemediğim yolda istiyor gibi durur yaptım. Aleksey Aleksandroviç olup öyle aldatıldım ki bazen kendime bile aldandım ilk pes etmedim mücadele verdim ama en çok da kendimden vazgeçtim suçum yoktu ama adeta suçlu gibiydim. Ve her zaman ama her zaman Anna Karenina oldum öyle hissederek oldum ki bazen kendime çok hak verdim dünya benim etrafımda dönüyor gibiydi ama bazense her şeyin her kötülüğün suçlusu ben oldum acınacak oldum acıyı hissede hissede bazısı haklı dedi bazısı haketmedi bu kadın dedi ama aslında "Yo, ne derseniz deyin, onun ölümü, dinsiz, aşağılık bir kadının ölümüdür." dedi herkes. Usta yazar bu romanı yazarken saatlerce odasına kapanır ve öyle yazardı. Öyle ki hizmetçisine zorunlu bir neden olmadıkça kendisini rahatsız etmemesini söylerdi. Hizmetçi de Tolstoy'un yemeğini kapıya bıraktıktan sonra kapıya bir defa vuru ve giderdi. Sürekli böyle devam eden hizmetçi aradan birkaç gün geçtikten sonra yemeğin yenilmediğini görür. Bunun üzerine kapıya vurur ama içeriden en ufak bir ses dahi yoktur. Telaşlanan hizmetçi komşulara, yakın arkadaşlara haber verir ve hemen gelip yardım etmelerini isteyince gerçek ortaya çıkar. Eve gelenler kapıyı açarlar ve büyük yazarı cenin pozisyonunda yerde yatarak ağladığını görünce büyük bir şaşkınlık yaşarlar. Neden böyle ağladığına anlam veremeyenler Tolstoy'a bunun sebebini sorunca ünlü yazarın ağzından şu sözler dökülür: "Anna Karenina öldü." İşe gerçek duygularla yazmak ne ise bizim içinde gerçekten hissebilmekti Anna Karenina.
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939,1bin okunma
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.