Marguerite Duras, "Yazmak, aynı zamanda susmak, söylememek, sesini kesmek demektir, gürültüsüz haykırmaktır." demiş
Fakat kırk altı yazarımızın yazdıkları çığlık oluyor okudukça yüreğimizde. @dokmenhatice'nin derlediği
Öyküler bir ilk olmuş .Kimisi ödüllü hepsi harika .
Kemanın teli değil de yüreğinin teliydi kopan Murat'ın ,sevgilisinin berdel verildiğini duyunca ..
Fare kapanı hücrede özgürlüğün anlamını
anladım bir kez daha .
Bir serçe parmağın yokluğu nasıl da etkilemişti Şamil Efendiyi .
Endişe ve şüphe kapladıysa zihnimizi
kalpteki isyan nasıl başlardı ?
Özgürlük anlamına gelen adı ailesinin yaşanmamış hayatına sıkışmışsa Sarya'nın .Babasına itirafları öyle can alıcıydı ki .
Bazı kalemler anılarını silip pişman oldular , bazıları sonuna kadar yaşadı o hayat denen ince çizgide .Birbirini tanımayan iki kardeş çocuğunu birleştirdi hayat bir mezarın başında . Şiddet oldu konumuz bazen ,bazen de pişmanlık .
Yazarlarımız kendi iç dünyasını açmış bize bu öykülerle . Acı olmaz olur mu hiç ? Tabii ki de var .Bizleri birleştiren acılarımız değil midir ?
Değişik acıları bir kalemde toplayıp bize sunan Hatice Hanım'a ve diğer yazarlarımıza sonsuz sevgiler .Bunun gibi güzel projelerinin devamını diliyorum .Mutlaka okuyalım canlar