Gönderi

773 syf.
7/10 puan verdi
Metafizik alanına da giren bu konunun ontoloji ile arasındaki ilişkiye baktığımızda: bireyin kendi bedensel varlığı dışında kendi iç dünyasına yönelerek kendi benliğini (tini) ruhsal varlığını bulmasıdır. Daha sonra ise kişinin bu durumu kozmik noktada birleştirerek herşeyi bir hiçten ibaret olarak görür. Gerçek varlık (tin)dedir. Tıpkı platon'un idealar dünyasında ki verilen (mağara allegorisi)de ki örnekteki gibi bedenimiz de gölgeler gibi bir yanılsamadan ibarettir. Gerçek benliğimizi (tin)i görebilmek için ise mağaranın dışındaki ışığı görmek lazım. Evrendeki canlı ve cansız herşey atom parçacıklarından meydana gelir. Daha derine indiğimizde ise atomlar da kuark denilen parçacıklardan ve bunların ise: bugün fizik bilimi ve alt bilim dalları olan kuantum ve mekanik fiziğinin ilgi alanına giren aslında herşeyin maddesel olarak en kökünde bir boşluğun olduğu ve maddeleri oluşturan temel noktaların ise titreşimler olduğu aynı zamanda metafizik alanına da giren ve bir diğer adıyla (morfik rezonans) olarak ta tanımlanan bu konuyu biraz daha açmak gerekirse örnek bir insan olarak ben ile cansız bir nesneyi birbirinden ayıran atomik yapımızın yanı sıra titreşim kat sayimizdir. Eğer ben o frekansı, titreşim kat sayısını bulduğum anda o nesne ile bağlantıya geçebilir veya başka bir şekile sokabilim. Ama en önemlisi o (tin)sel ruhsal bir varlık değildir. Bu durumda bugün metafizik ile pozitivist bilimi birbirinden ayıran en büyük sorulardan birini akla getiriyor. Akıl, bilinç maddeci yani bedenimize ait bir noktadan mı oluşur. Yoksa (tin)sel yani ruhsal beden dışı bir yapıdan mı oluşur?
Varlık ve Hiçlik
Varlık ve HiçlikJean-Paul Sartre · İthaki Yayınları · 2018885 okunma
·
45 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.