“Yeter bildiklerimiz be Ekrem. Çok bilmek iyi değil. Söyleme bilmeyeyim.”
Bu aralar şahane kitaplar okuyorum. Şermin Yaşar ile bu son kitabı üzerinden tanışayım diyerek başladım, ne de iyi etmişim.
Bir baba, üç oğul (Ethem, Emin , Ekrem) ve gelinlerden oluşan sırlarla dolu bir ailenin hikayesini okuyoruz. Anne vefat etmiş ama annenin hikayesini de öğreniyoruz. Her bir karakter sırasıyla mikrofonu alıyor ve başlıyor kendi hikayesini bildiği kadarıyla anlatmaya. Bildiği kadarıyla diyorum çünkü kitabın sonunda kendileri hakkında eksik kalan parçalar, yanlış bilinenler ve bilinip de birbirlerinden gizlenenler bir çırpıda ortaya dökülüyor, hikaye tamamlanıyor.
Baktığınızda dışarıdan mutlu ve huzurlu bir ailenin hikayesi. Öyle ki sırasıyla her bir erkek kardeşin evinde cuma günleri bir masada yemeğe buluşan ve yakınlıklarını koruyan bir aile. Ama ailenin içine girince sevilmemiş , sözleri dinlenilsin diye büyükler tarafından helalliği ile tehdit edilmiş çocukları okuyoruz. İlerledikçe her sevilememenin bile altından bambaşka hikayelere tanıklık edince de tepetaklak olup her karakter kendince haklı, kimi suçlayabilirim ki; ayrıca elden başka ne gelirmiş dememek imkansız oluyor.
Her hayırda bir şer; her şerde bir hayır varmış demek bu kitabı çok güzel toparlar. Kalplerinize dokunacak bu romanı mutlaka okuyunuz.