Bir gün kendisini sinemaya davet ettim, kabul etti. O fevkalade heyecanlı günlerde Gazi'nin sinemaya geleceğini duyan halk sokakları mahşere çevirdi. İkiçeşmelik'teki Ankara sinemama çıkan yokuşun iki tarafı yüzlerce koyunla doldu. Gazi'nin otosunu görünce kurbanlar kesiliyor, halk tekbir getiriyor, kadınlar otoyu öpüyor, oto ancak elle yürütülüyordu. Ata sinemanın kapısında elimi sıktı, beraber balkona çıktık, aşağıdaki salona baktı. Bana, ''Cemil, neden hiç kadın yok?'' dedi. Ben, ''Paşam, kadınlara yalnız salı günü sinema gösteriyoruz.'' dedim. Yaverini çağırıp, ''Dışarıdaki kadınları içeri bırakın.'' dedi. Salonu dolduran kadınlar Gazi'yi alkışlamaya başladılar. Paşa sinemayı seyrederken o zaman üç yaşında olan oğlumu kucağına aldı. ''Bunun adı ne?'' dedi. ''Metin.'' dedim. Paşa, ''Teessüf ederim, neden Türk ismi, mesela Demir koymadın?'' dedi.