DİPÇE :
Dazai okurunun "İnsanlığımı Yitirirken" adlı eserinden tanıdığı Oba Yozo karakterinin 13 yıl öncesini anlatan eşlikçi bir metin 'Soytarı Çiçekleri'
Metnin konusuyla beraber öne çıkan özelliği tiyatro terimi olarak kullandığımız "dördüncü duvarın yıkılması"tekniğinin sıkça kullanılmasıdır.
Bu teknikle okur adeta romana dahil edilircesine eserin yazılış sürecinin tanığı olur. Bu durum hikayeyi kesintiye uğratma riskiyle beraber okuru hikayenin gözcüsü konumuna da getirebilir. Eser Osamu'nun yaşamından büyük bir trajik kesit olduğundan yazar araya girmekten kendini alıkoyamıyor.
Soytarı Çiçekleri başarısız bir intihar girişimi ardından bir sanatoryumda geçen dört günü anlatıyor. İntihar olayında Yozo'nun sevgilisi olarak geçen kendisinden yaşça büyük evli bir kadın olan Sono ölür, Yozo ise balıkçılar tarafından kurtarılır. Kuzeni ve arkadaşı Yozo'yu ziyarete geldiklerinde olay yaşanmamış Sono ölmemiş gibi neşeli sohbetlerle ve kağıt oyunlarıyla vakit geçirirler. Bu tavrın rengini değiştiren tek ziyaretçi Yozo'nun abisi olur o da kardeşinin sağlığından çok karıştığı olayın yasal prosedürüyle ilgilenmek üzere oradadır. Bu ufak detay karakterin duygu dünyasında derin bir yaranın varlığına dikkat çeker
Buna rağmen Yozo ve arkadaşları şakayla örülü bir örtünün arkasına gizlenmeye devam eder ancak soytarıca (belki palyaçovari denmeli) tavırlar ufak çatlaklardan sızan kaygının önüne geçemez.
Oba Yozo; varlıklı ve geleneklerine bağlı bir aileden geliyor ancak kendini toplumdan kopmuş, başarısız bir ressam olarak tanıtıyor okura.
Gerçek yüzünü ,başarısız ve ürkek yapısını gizlemek amacıyla soytarı bir kişiliğe bürünüyor ve sosyal kaygısıyla bu şekilde baş etmeye çalışıyor. Arkadaşları da gülmeyi ve mizahı güvenli bir liman olarak görüyor.
"Bu gençler, hiçbir şeyi açık açık söyleyemiyorlar. Özellikle de gerçek duygularını bir gülümseme ardına saklıyorlar." diye araya giriyor Osamu.
Oysa bu kitabın Yozo'sunu 13 yıl sonraki Yozo'dan ayıran en temel durum sancılı olmasına rağmen hâlâ umudunun olması ve yanında onu seven hatta onunla işbirliği yapan insanların bulunmasıdır.
Devamı niteliğindeki kitap kasvetli bir yalnızlığa gebedir yazık ki!