Gönderi

Monarşiye ve aristokrasiye, fakat aynı zamanda halkın ve çoğunlukla da yoksulların başlarında yönetici olmadan kendi kendilerini yönettikleri bir rejim olarak algılanan demokrasiye karşı çıktıkları bir cumhuriyet kurmak istiyorlar. Halkın kendi kendini yönettiği bir rejim, cumhuriyetçi elitler tarafından tehlikeli bir siyasi ve ahlaki sapma olarak görülüyor. Halkın ahlaki ve entelektüel açıdan kendisinden üstün liderlere, aydınlanmış yöneticilere ihtiyacı olduğunu öne sürüyorlar. Bunu söyleyerek meşrulaştırdıkları şey kendi iktidarları, çünkü iktidar onlara, yani üst sınıfın üyelerine verilmeli. İşte bu sebeple 1790 yılında bir gözlemci Fransız Devrimi'nin sadece "verasete dayalı aristokrasi"yi "seçimli aristokrasi” ile ikame ettiğini, ulusal meclise seçilen temsilcilerin yeni bir elit, yeni bir aristokrasi meydana getirdiğini ifade ediyor.
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.