Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

128 syf.
·
Puan vermedi
·
30 saatte okudu
Kaptan'ı okumadan önce Kuveyt'e dair bilgilerim sınırlıydı ve açıkcası pek de beni ilgilendirmiyordu. Ülkedeki petrol rezervleri sayesinde petrol zengini oldukları bildiğim tek konuydu. Daha önce Kuveyt edebiyatından herhangi bir eser de okumamıştım. Bu nedenle Kuveyt'i, edebiyatını, insanlarının sosyal durumunu, tarihlerini bilmiyordum. Kaptan'ı okuduktan sonra Kuveyt'te bir zamanlar denizciliğin çok geçerli bir meslek olduğunu ve Kuveytlilerin bir zamanlar inci avcısı olup geçimlerini bu yolla sağladığını da öğrenmiş oldum. Aslında bu kısa ve biyografik eser Kuveytli kaptan Ali Nâsır en-Necdî’nin yaşamından esinlenerek yazılmış olup, kaptanın denize olan tutkusunu anlatıyor. Daha çocukluğundan başlayan bu tutku onu Kuveyt körfezinin en ünlü kaptanı yapıyor. Ne zamanki ülkede petrol rezervleri bulunup, deniz işçileri inci avcılığını bırakıp artık petrol şirketlerinde çalışmaya başlıyor, kaptan'da bir süre körfez ülkelerinde ailesine ait gemiyle taşımacılık yaparak çok sevdiği denizlerden ayrilmamayı başarıyor. Ama Ikinci Dünya Savaşı başlayınca gemi ticareti tehlikeli hal alıyor, aile bireyleri artık denizciliğin bittiğini bu yüzden geminin satılması gerektiğini söylediğinde önce dirense de sonradan bu karara karşı gelemiyor. Denizlerden uzak kalışınınin onda yarattığı hissiyatı ise sayfa 80'de dile getiriyor: "İhmal edildiğini hisseden deniz hüzünlü bir şekilde kendi inzivasına çekilmiş, ben de onun gibi kendi içimde yığılıp kalmıştım. Acımı kimseciklere göstermiyordum sadece denize dönüyordum yüzümü, ondan yankılanıyordu söylediklerim: "Benim rotam bir tek sensin, senden başka bir yol bilmiyorum." Kaptan düşüncelerinde geçmiş ve şimdiki zaman arasında gidip gelirken, deniz tutkusunun nasıl başladığını, yaptığı iki evliliği, baba mesleği kaptanlığa karar veriş sürecini anlatıyor. Onun artık belki de son yolculuğu olacak olan iki arkadaşıyla balığa çıktığı ve fırtınaya yakalandıkları bölüm en hararetli, en heyecanlı kısmıydı eserin. Bir de kendisi gibi kaptan olan Avustralyalı yazar Alan Villiers'ı kendi gemisinde misafir ettiği, onun gözünden kendi kaptanlık becerisini, denize düşen bir çocuğun kurtarılması esnasında gemisiyle yaptığı manevraları kısmen de olsa yine onun gözünden anlattığı bölüm de heyecan vericiydi. Son olarak ilave edeyim, eseri okurken zaman zaman aklıma Ernest Hemingway'in "Yaşlı Adam ve Deniz" isimli eseri gelmedi dersem yalan olur. Özellikle üç arkadaşıyla balık avladıği bölümde yakaladığı trança'yi yata çekerken gösterdiği çaba onu anımsattı. Yüzmeyi, denizi ve özellikle kokusunu, çoskusunu, durağanlığını izlemeyi çok seven biri olarak bu kitabı okuduğum için gerçekten mutlu oldum. Farklı bir kültür farklı bir maceraydı.
Kaptan
KaptanTaleb Alrefai · Ayrıntı Yayınları · 2022116 okunma
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.