Gönderi

İlk bakışta hissettiğim tam bir hayal kırıklığı...
İlk bakışta hissettiğim tam bir hayal kırıklığı, hatta bir tür buruk öfkeydi: Onca tehlikeyi göze alarak ele geçırdığım, sevinç ve heyecandan hemen açıp bakmaya kıyamadığım kitap bir satranç taktikleri kitabından, yüz elli şampiyonluk maçının bir derlemesinden başka bir şey değildi. Kapalı kapılar ardında kilitli tutulmasaydım, kitabı o hiddetle açık bir pencereden dışarı fırlanrdum, öyle ya, bu saçmalıkla ne yapacaktım ki ben, ne yapabilirdim? Lisedeyken diğer herkes gibi ben de can sıkıntısından arada bir satranç tahtasının başına oturmuştum. Ama bu teorik ıvır zıvır ne işime yarayacaktı? Partnersiz satranç oynanamaz ki, hele hele taşsız, tahtasız hiç oynanamaz. Yine de, belki okunabilecek bir şeyler, bir önsöz, bir giriş yazısı bulurum diye sayfaları kös kös çevirdim; ama şampiyonluk maçlarının o yalınkat kare şemalarından ve altlarında yer alan, ilk başta hiç anlamadıgım a2-a3, Afl-g3 gibi notasyonlardan başka bir şey göremedim. Tüm bunlar, asla çözemeyeceğim cebir işlemleri gibi geliyordu bana. Fakat a, b, c harflerinin dikey sıralar, 1'den 8'e kadarki rakamların ise yatay sıralar için kullanıldığımı ve her bir taşın o anki pozisyonunu belirttiğini neden sonra yavaş yavaş anladım; böylece o safi grafik şemalar hiç değilse bir dile kavuştu. Belkı, diye düşünüyordum, hücremde kendime bir tür satranç tahtası yapabilir, sonra bu partileri tekrar ederek oynamaya çalışabilirdim
·
15 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.