İlk gençlik yıllarının kadınlara karşı uçmaya hazır bir hayalpereste açtığı lacivert aşk ufuklarindan sonra muvaffakiyetlerin, bu her yaştan, her zevkten, aşktan ibaret muvaffakiyetlerin verdiği derin usanç hissi kalbini harap eden yegâne hastalıktı. Hiçbir bağını hatırlamıyordu ki kendisine acı bir pişmanlık, tedavisi imkânsız yaralar vermeden geçmiş olsun. Bütün sahip olduğu kadınlarda aradığını bulamamak,
nefret ettiği şeylere rast gelmek, umulmadık yeni kederlerle yaralanmak.. Bunlar bir zaman o kadar sıcak ve gençlikle dolu olan kalbine, emellerinin sınırsızlığına bir kuraklık, bir
hastalık, bir bitkinlik getirmişti.