"Peki ya kaçmış olsaydı?"
"İmkansız; Önlemlerim alındı.”
"Peki Sayın Yargıç onu kurtarmaya çalışan dört adamı tanıyor mu?"
"Dört Fransız; bunlardan ikisi kraliçe tarafından kocasına, ikisi de Mazarin tarafından bana gönderildi."
"Peki sizce Mazarin onları bu şekilde davranmaları için görevlendirdi mi?"
"Bu mümkün. Ama bunu itiraf etmeyecek."
"Nasıl yani?"
"Çünkü başarısız oldular."
"Sayın yargıç bana bu Fransızlardan ikisini, yalnızca I. Charles için savaşmaktan suçluyken verdi. Şimdi onlar İngiltere'ye karşı bir komplo kurmaktan suçlu olduklarına göre, sayın yargıç bana bunların dördünü de verecek mi?"
Cromwell, "Alın onları" dedi.
Mordaunt muzaffer bir gaddarlık gülümsemesiyle eğildi.
"İnsanlar hiç bağırdı mı?" Cromwell'e sordu.
“'Yaşasın Cromwell!' dışında çok az şey var!”
“Nereye yerleştirildin?”
Mordaunt bir an bunun generalin yüzüne bakarak bunun gereksiz bir soru mu olduğunu, yoksa her şeyi bilip bilmediğini anlamaya çalıştı. Ancak delici gözleri hiçbir şekilde Cromwell'in kasvetli derinliklerine nüfuz edemiyordu.
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.