Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

392 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Oyuk Topraklar
EL-MÜ’MİN VE FİLİSTİN’DE MÜSLÜMAN OLMAK Dış dünyan emin değilse bile içindeki El-Emin’e bağlılık ne kadar güçlü ki sen ayaktasın ey Filistinli kardeşim. Sen ayaktasın ve Allah’ın vaadinden adın kadar eminsin. Ya bizler en ufak bir sıkıntıda depresyona giren biz Müslümanlar… Ne zaman geldik bu oyunlara… Halbuki çok değil daha 100 sene önce Osmanlının son dönemlerinde her şeyleri ellerinden alınan atalarımız bir yandan kanının son damlasına kadar Anadolu’da mücadele verirken, bir yandan da mecburen çekildikleri köylerinde, fasulye çukurlarında eğitim vermeye devam etmediler mi? Onlar bilemez miydi, biz bittik artık deyip, âtıl kalmayı… Ama öyle yapmadılar. Onların gayretleri sayesinde biz bugün unutturulmaya çalışılan tarihimizi unutmadık. Savaş Barkçin Hoca geçenlerde TRT Radyo 1’de İngiltere Kraliyet ailesinin bugün hala nasıl ve neden devam ettiğini anlatıyordu. Neden kimse onlara, ya kardeşim bu devirde kraliyet mi kalır, demiyor da biz "emperyal Osmanlı" söylemlerini ciddiye alıyorduk senelerdir? Keşke bizim ülkemiz de bazı devletler kadar cesur olsa da Cumhuriyet dönemi arşivlerini bir açsa ve bu millet de kim neyi neden yapmış öğrense… Gelelim Oyuk Topraklar kitabına. Kitabın çoğu yerini gerçekten kanım donarak okudum. Çeviriden kaynaklanan bazı zorluklar olsa da kitap anlattığı detay bilgilerden dolayı oldukça karışık. Böyle kitapları bir grupla okumanın faydası da burada saklı. Kendi başıma ya çok uzun zamanda okurdum ya da yarım bırakmaktan hoşlanmadığım için atlayarak okurdum. İsminin hakkını tam anlamıyla veren kitap, akla hayale gelmedik oyunlarla İsrail’in Filistin topraklarının üstünü Taha hocanın ifadesiyle İsviçre peyniri gibi delik deşik ve paramparça yaparken, altını da nasıl oyduğunu çok güzel anlatıyor. Anlatmaya çalıştığım şeyi hayal edebilmeniz için bazı örnekler veriyorum: "Filistin ile İsrail arasında var olan anlaşmazlıkların sonunun başlangıcına işaret edeceği düşünülerek hazırlanan 1993 tarihli Oslo Anlaşmasının imzalanmasını takip eden yıllarda İsrailli yerleşimcilerin Batı Şeria’da yeni yerleşimler inşa etmek için resmî izin belgesi almaları gittikçe zorlaşmıştır. Bunun bir sonucu olarak yerleşimciler, -gayri resmî olarak yerleşimlerin kurulmasını isteyen ancak binaların inşasına yardım ederken görülmeyi göze alamayan- hükümetin, kendi yasalarını ve ulusal anlaşmalarını atlatmasına yardım etmek için, giderek karmaşık bir hâl alan korsanlık yöntemlerine başvurmuşlardır." "1999 yılında birkaç yerleşimci, Kudüs’ten Kuzey Batı Şeria’daki yerleşimlere uzanan otoyoldaki virajlardan birinde, cep telefonlarında çekme sorununun ortaya çıktığını bildirerek şikâyette bulundu. Bunun üzerine cep telefonu operatörü Orange, alana bir anten dikmeyi kabul etti. Yerleşimciler anten direği için potansiyel alanlardan biri olarak, bahsedilen viraja yukarıdan bakan yüksek bir tepe doruğunu önerdiler. Bu tepe daha önce başarısızlıkla sonuçlanan yerleşim girişimlerinin vuku bulduğu bir alandı. Üç yıl önce yerleşimciler burasının, İncil’de adı geçen Migron şehrinin üzerinde bulunan ve arkeolojik öneme sahip bir tepe olduğunu iddia etmişlerdi. Yapılan arkeolojik kazılar sonucunda küçük bir Bizans köyünün kalıntılarından başka bir şey bulunamamış olmasına rağmen tepeye “Migron” adı verilmiştir." (Ama o zaman buraya yerleşim kuramadılar). Bu hikâye şöyle devam ediyor: balkandays.blogspot.com/2024/02/oyuktop...
Oyuk Topraklar
Oyuk TopraklarEyal Weizman · Açılım Kitap · 20166 okunma
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.