Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

427 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Günaydın arkadaşlar. Bugün hep beraber yaşadığımız, milletçe ortak olarak düşündüğümüz, yarın nasılsa barışırız diyenlerin uyuduğu ve çoğunun uyanamadığı acı dolu bir gecenin yıl dönümü. Sabahı olmayan, yeri dolmayan, silinmeyen hatıraların ve unutulmayan acıların günü. Bu süreçte ne yazık ki yaşanan felaketi anmaktan ziyade adeta hatırlatmak adına resimler ve videolar sık sık yayımlanacak ve karşımıza da çıkacak. Gönül isterdi ki olmasın ama bu yaşanacak. Bizler de yalnızca kavuşamayan ailelerin, birbirini bir daha asla göremeyecek olan dostların ve birbirinden ayrı düşen eşlerin acılarını düşünmeyeceğiz elbette. AHLAK ne kadar önemliymiş bunu tekrar göreceğiz. Mimarından müteahhidine, yönetimden yöneticisine herkesin ne kadar ahlaklı olması gerektiğini yeniden ve ısrarla hatırlatacağız. Hem de kimseyi tehdit etmeden (!) yaşananların bir daha yaşanmaması adına gerekli önlemleri almayanların da en ağır biçimde cezalandırılmaları için doğrunun tarafında olmaya devam edeceğiz. Başımız Sağ Olsun! Kitaba geçtiğimizde ise, Balzac’ın neredeyse her romanı geçmişten bir anı gibi gözümde canlanmaya devam ediyor. Sizlerde de böyle oluyor mu bilmiyorum ama bu gerçekçilik sanırım onu günümüze kadar yok olmadan getirdi. Bu romanı zaten acı, mücadele dolu bir kitap ve bu kitabın da hazırlanmasının yaklaşık 8 yıl aldığını belirtmemiz gerekiyor. Burada bazen düşünüyorum bazı yazarların yıllarını alan romanları birkaç günde okuduğumda ayıp mı oluyor acaba diye. Sizlerde de oluyor mu böyle? Fransa Burgonya’ya uzanıyor Aigues’e konuk oluyoruz bu romanda. Köylüler burada köle olarak kullanılan, Yeşilçam döneminde de bu yaşantıyla sıkça dalga geçilen ve insan yerine dahi konulmayan kişilerdir. Sahipleri ölüyor, yeni sahibi de önceden bir İmparatorluk generali olan Kont Montcornet. İki tarafta birbirini istemez aslında ve ilk çatışma da böylece başlar. Hem köylülerin mücadelesi yani kırsal yaşamı anlatması hem de aristokrat sınıf ile köylü sınıfının çatışmasına yönelik önemli izler taşıması yönünden dikkat çekici bir eserdir. Aynı zamanda bir hikaye olmaktan öte biraz da bilgilendirici bir roman tadında yazılması da kitabı daha etkileyici kılıyor. En önemli noktalardan biriyse iyilerin her zaman kazanamayacağının, kitaplarda bile kazanamadıklarının gösterimi oldu benim için. Çünkü haklılardı, başarmaya çok az kalmıştı, çabaları da vardı ama birlik olamadılar. Hani eski bir sahne vardır şu sözden hatırlanır: Onlar sendikalıysa ben de Harranlıyım der rahmetli Kemal Sunal. İşte birliğin gücü budur, yoksa herkes tek başına hareket ettiğinde haklı bile olsalar birlik sağlayamadıkları için kazanamazlar. Yani yazar romantizm yönü ağır bir kitap yazmak yerine yine gerçekçi bir anlatım yaparak insanları o dönemden itibaren uyarmaya başlamıştır. Bir insanın realizm akımının sadece temsilcisi değil kendisi olduğunu da görme fırsatı yakalıyoruz böylelikle. Diğer yandan farkında mıyız bilmiyorum ama farkında olup adlandırmadığımız bir durum oluşmaya başladı. O da bizim de artık toplumsal sınıflarımız olduğu yönünde. Tam bir burjuva aristokrat sınıfı ile işçi köylü sınıfları olarak her konuda olduğu gibi ülkece bu konuda da ikiye ayrılmayı başardık. Zenginlik algımız dahi değişti. Artık kafeye gidebilene, dışarıda yemek yiyebilene zengin gözüyle bakılmaya başlandı, haksız mıyım? Şaka bir yana bu toplumsal sınıflandırmanın ve ayrılmanın aslında bir ülkeyi nasıl uçuruma getirdiğini tane tane, adım adım okuyoruz bu romanda. Yani verilen o 8 yıllık emeği her bir satırda hissediyoruz neredeyse. Bu büyük romanın aynı zamanda yazarın da son romanı olduğunu ve tamamlanamadığını söylemek istiyorum. Aynı zamanda anlattığımız bu konular dışında pek çok konuya değindiği için bütünlemeyi sağlamayan bir eser olarak karşımıza çıkıyor bu kitap. Bu tabi ölümü sonrası müsveddelerin düzenlenip yayımlanması ve yazarın son dokunuşları yapamamasından da kaynaklanıyor. Yanlış anımsamıyorsam eşi tarafından son düzenleme yapılarak kitap haline getiriliyor. Mediyokrasi ise hiçbir yerde duyamayacağınız, büyük ihtimalle yalnızca okuyanların hatırlayabileceği yeni bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Bu, eserde, yeteneksiz ve beceriksiz kişilerin yönetme egemenliğine sahip olduğu bir düzeni ifade etmek adına kullanılmış, iyi de uydurulmuş bir kelime olarak dikkat çekici. Benim de ilgimi çektiği için paylaşmak istedim. Son olarak şunu ekleyelim. Elimde 1976 Oda Yayın baskısı mevcut. 2018 Alfa yayını mevcut ve son olarak da 2021 Yordam Kitap baskısı mevcut. Açık konuşmak gerekirse eski basımdan okumayı daha çok seviyorum ama bu tarz ağır kitaplarda artık son yıllarda tercihim bir alternatifim yoksa eski basım okumak. Çok fazla anlam kargaşası yaşıyorum yoksa. Tavsiyem de Alfa veya Yordam kitap üzerine olacak. 3 farklı baskı mevcut, okunma sayısı da oldukça düşük. Okumak isteyenler olursa seve seve paylaşırız diyelim ve bitirelim. #12679928 #13865707 #87440597 #90802338 #125886448 #125936133 #125963764 #125997143 #126018246 #126038240 #126075790 #126142607 #126231977 #126242200 #126256855 #126298841 #126355854 #126379004 #126400158 #126520494 #126558986 #126583313 #126625325 #126679150 #126692331 #126720763 #126749887 #126786957 #232131355 Okunan kitaplara dair incelemeler yanında hangi kitaplarını okuduğumuzun listesini de şöyle ekleyelim: Altın Gözlü Kız (On Üçlerin Romanı 3) Bilinmeyen Başyapıt - Bilinmeyen Şaheser - Kırmızı Han Bir Havva Kızı Cousin Pons Esrarlı Bir Vaka - Karanlık Bir İş Eugenie Grandet Evde Kalmış Kız Çakalların Başı Ferragus (On Üçlerin Romanı 1) Goriot Baba Güzel Imperia -Güzel Imperia -Kralın Sevgilisi -Büyük Günah -Şeytanın Mirasçısı -Kral XI. Lui’nin Zevkleri -Emniyet Amirinin Karısı -Thilhouse Bakiresi -Silah Arkadaşı -Azay Le Rideau Rahibi İki Yeni Gelinin Anıları Kibar Fahişelerin İhtişam ve Sefaleti Köylü İsyanı - Şu Anlar Köylüler Kuzin Bette - Bette Abla Lanetli Çocuk Langeais Düşesi - Rahibenin Aşkı (On Üçlerin Romanı 2) Louis Lambert Modeste Mignon Mutlak Peşinde - Gerçeği Arayış Nucingen Bankası Otuzundaki Kadın Parfümcü Cesar Birotteau’nun Yükselişi ve Düşüşü - Cesar Birotteau Paris Pierrette Seraphita Suyu Bulandıran Kız Tefeci Gobseck Tılsımlı Deri Top Oynayan Kedi Mağazası Ursule Mirouet Vadideki Zambak Yaşamda Bir Başlangıç Hepimize iyi okumalar dilerim..
Köylüler
KöylülerHonore de Balzac · Alfa Yayınları · 2018268 okunma
·
1 artı 1'leme
·
213 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.