Merhaba dostlar
Biri geçmişte diğeri günümüzde geçen, birbiriyle bağlantılı iki hikâye var kitapta. Roman, günümüzde yaşayan tekerlekli sandalyedeki genç adamla açılıyor. Yanına gelip giden kadının kim olduğu, adamın neden tekerlekli sandalyede olduğu yavaş yavaş ortaya çıkıyor.
Genç adam, genç kadına, Osmanlı döneminde yaşayan, resme yetenekli, çıplak kadın resmi çizmeyi takıntı haline getiren bir gencin hikayesini anlatmaya başlıyor. Derken iki hikâyenin ortak yanları ortaya çıkmaya başlıyor.
Geçmişteki ressamın hikâyesi bana göre daha ilginçti. Romanın sonu ise hızla değişen gerçeklerle heyecanlı ve hüzünlüydü.
Sevgiyle kalın
.