"Dağ başına gömsünler beni
Bir yanımda bir küçük pınar,
Bir yanımda sen." (s. 6)
Memleketini
Cahit Külebi kadar güzel anlatan çok az şair tanıdım. Doğaya onun kadar güzel bakan, yaşadığı yüzyıldan yorulsa da ona ve insanlara dair umudunu yitirmemeye çalışan... "Mutluluk dediğin, bir lavaş ekmek. Bir avuç ateştir, umut dediğin." Bizden biri, içimizden, rahat, içten, Anadolulu, orada doğup yine orada ölen...
Bütün Şiirleri'ni bitirdim daha geçtiğimiz günlerde. #230247186 Doyamadım, yine, yeniden geldim. Yorgunluğu beni anlatıyordu sanki, "Öyle yorgunum ki hiç sorma. Sen halimden anlarsın," diyordu. Çok düşündüm, kimse kimsenin yorgunluğundan anlamıyordu.
"Yaşam dediğin çaba mıydı, özveri miydi?" (s. 53)
Sahi, yaşam neydi?
Ne uğruna veriyorduk bu kadar mücadeleyi?
Böylesi yoruluyorsak bir anlamı olmalıydı değil mi?
İnsan dönüp sorgulamalı bir yerde. Ama sorguladıkça yanlışları görüyor, gördükçe uzaklaşıyor, uzaklaştıkça kopuyoruz.
"Yaşamak güzeldi ama insan gibi
Yaşamadıktan sonra neye yarardı?" (s. 18)
İnsan gibi yaşamak...
Yaşamak bile hayli zorken bunun insan gibi olanını başarmak.
Nasıl diyor Batılılar, "kendini gerçekleştirmek"
Ne mümkün değil mi?
"Öyle özledim ki yalnızlığı bilsen!
Yöremiz kalabalık olmasın." (s. 7)
İnsanlar var insana yalnızlığı özleten.
İnsanlar var kalabalıklar arasında yalnız hissettiren.
İnsanlar var yalnızca var olan.
Varlıkları bir tek kendi varlıklarına armağan.
Nasıl özlemez böyle bir ortamda yalnızlığı insan. Olmasın, olmasın yöremiz kalabalık.
Hayli kısa bir eser.
Yorgunluğunuzu alacak kadar uzun,
Sizi varlığıyla sıkmayacak kadar kısa.
Halkın ağzından, doğanın kalbinden, en çok bizden...
Keyifle okunması, ruhunuzu duyurması temennisiyle.
Hocam incelemelerde bile oldukça akışkan bir yazın diliniz var. Daha önce hiç kitap yazmak gibi bir düşünceniz oldu mu ? Veya böyle bir girişiminiz ? Okumak zevk verirdi.