Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

100 syf.
·
Puan vermedi
·
10 saatte okudu
Aslı Tohumcu ile bu kitabı okuyarak tanışmış oldum. Memnun değilim diyemem, memnunum; zira özellikle üslûp oluşturmaya çalışan bir yazarın dikkatimi çektiğini söyleyebilirim. Aslı Tohumcu aslında Funda Özsoy Erdoğan'ın bir kitabında gördüğümüz bir konunun aynısını o kitaba kıyasla çok daha rahatsız edici, huzursuz edici, batıcı, zorlayabilen bir içerik ve üslûpla anlatıyor. Bir İETT otobüs şoförünün bilinç akışı ve bazen zihin akışı anlatımlarına otobüse binen yolcuların bazen birbirini takip eden ve çoğu kez takip etmeyen iç seslerinin katılımıyla bir gürültüye, bazen uğultuya dönebildiğini söylemek gerek. Yazar reklâm tabelaları ve mekân adlarının otobüsten göründüğü şekilde akışlarını, üst başlıkları ve bölüm başlıklarıyla beraber kullanarak, fiil betimlemelerini iç ses akışlarının peşi sıra bazen sık sık kullanarak okuru rahatsız edecek bir tarzı kitabın sonuna dek yükselterek kullanıyor. Bu tarzın etkisiz olduğunu söylemek benim açımdan zor. Benim için dikkat çeken bir başka noktanın da örneğin müslüman karakterlerle ilgili klişe bakışın sürdürülmesi olduğunu da söyleyebilirim, ama kitap 2010 yılında basılmış, bu anlamda bu klişenin baskın olması anlaşılabilir geliyor bana. Ayrıca sebebini anlamadığım ama kesinlikle kitabı iyi okumamış olmanın bir sonucu olarak görebileceğimiz bir şey de kitabın içerisinde hrant dink'e eşinin yazdığı yazının ne aradığı sorusu oldu, kürtler, PKK, aleviler soldan bakan bir yazarın kullanacağı ögeler olarak kitaba serpiştirilmiş- müslüman karakterlerin algılanışı da buna dahil- ama kaçırdığım şeylerden biri eşcinseller oldu mesela- çok da iyi olmayan okuma alışkanlığımın- son bir kaç senenin sonucu- gözden kaçırmama sebep olup olmadığını merak ediyorum- hiç bahsedilmemiş. Yazar ayrıca Mardin'de seneler önce yaşanan büyük bir katliam üzerine düşünen bir karakteri kitap boyunca iç sesiyle konuşturarak bir başka alan açıyor okura. Aynı şekilde özellikle çocuk intiharları veya intiharlar üzerine okunan çalışmalar üzerine düşünen veya o anda okuma yapan karakterlerle de insan vücuduna ve ruhuna yapılan istismarın ve şiddetin ne derece yaygın olduğu ve bir yaşam ya da yaşayamama biçimine dönüştüğüne de dikkat çekmiş oluyor. Kitapta en çok kadınların maruz kaldığı cinsel istismarın ya da bu konudaki zorlanmaların sözü geçiyor denebilir belki. Yazar bir cok şiddet türünden söz ederek ülkenin büyük bir şiddet merasimine dönüştüğünü söylüyor belki de. Bu şekilde düşünürsek Hrant Dink'e yazılan mektup da daha bir anlamlı oluyor. Bir uğultu yükseliyor kitaptan. Kendimce eleştirilecek yönleri olsa bile kitap okumaya değer bir yazma gayreti ile kotarılmış ilgi çekici bir eser bence. Öneririm.
Taş Uykusu
Taş UykusuAslı Tohumcu · Kırmızı Kedi Yayınları · 2011268 okunma
·
170 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.