Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

172 syf.
6/10 puan verdi
·
10 saatte okudu
''Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna bir baskı yöntemi uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum.'' Kitabı bitirdikten sonra bana koşup inceleme yazmama sebep olacak olan içimde dolup taşan tüm duyguları bir cümleye sığdırmış Anthony Burgess. Kitaba ilk başladığımda ve hatta 100. sayfaya geldiğimde içimde tiksinti, nefret duyuyordum ve psikolojimi harap edecek birçok şeyler okumuştum. Tecavüz, kan, cinayet, darp ve bunun gibi birçok canilik, yani psikolojisi hassas olan kişiler için çok sarsıcı birçok şey. Ve bunlara sebep olan kişinin 15 yaşında çocuk sayılabilecek biri olduğu düşünülürse gerçekten çok büyük etkilere sebebiyet verebilir diyebilirim. Anthony Burgess, Otomatik Portakal'ı yazmadan önce kendisine tedavisi olmayan bir beyin tümörü teşhisi konar ve bir yıldan daha az süre yaşayabileceği söylenir. Burgess de karsının geçimini sağlamak için yazmaya başlar ve kısa sürede birçok eser verir. Bunlardan en popüler olanlarından biri de ''kült roman'' niteliği taşıyan Otomatik Portakal'dır. Kahramanımız Alex 15 yaşında şiddet düşkünü, şiddetten haz alan bir çocuktur. Kendisi gibi 3 arkadaşıyla beraber birçok kötü olaya karışmışlardır. Şiddete eğilimleri nedeniyle her akşam masum insanlara zarar verirler. Alex diğer üç arkadaşına nazaran çok daha hırs düşkünüdür ve egemen olma düşüncesi ile hareket eder. Fakat kötü hırsa sahip birçok insan gibi Alex'in de hırsının sonu hiç iyi bir şekilde sonuçlanmaz. Yazar kitapta; yönetim şeklini, insanların yaşayış biçimini, devletin güvenlik güçlerini, hapishanelerdeki yönetimi, siyasi partileri, tüm karşıtlıkları inceden eleştirir. Bunu kitabın her satırında derinden bizlere hissettirir. Fakat beni eleştirilerden ve ince mesajlardan daha çok rahatsız eden Alex'in yaşattığı ve sonrasında yaşadığı o mide bulandırıcı olaylardı diyebilirim. Ben ilk 100 sayfada Alex ve arkadaşlarından nefret ettim ve hatta midemi bulandırdılar. Sonraki sayfalarda Alex'e acımaya ve hatta hayat seçiminin toplumdan kaynaklandığını düşünmeye başladım. Ve ardından tekrar nefret ettim ve kitabı bitirirken yine üzüldüm. Kitap tam olarak bana bu çelişkileri yaşattı. Fakat işin en üzücü yani gerçek hayatta da bu tür şiddete eğilimi insanların olması ve birçok insanların da bu tür caniliklere maruz kalıyor olması. Bizim ise yazarın da dediği gibi elimizden hiçbir şeyin gelmiyor olması..! Çok çok etkileyici bir kitap olmasına rağmen, sarsıcı ve üzücü şeyler okumamıza rağmen su gibi akıp giden bir anlatıma sahipti. Psikolojimi harap etmiş olsa da çok etkilenerek okudum. Okumayı düşünen hassas kişilere ya da psikolojik açıdan iyi hissetmeyen kişilerin çok iyi düşünerek okumaya karar vermesini öneririm.
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200991,6bin okunma
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.