Biri, kumlara İlahi iradenin vurduğu mühür; diğeri Arş kaleminden dünyalık bedene nakşedilen ömür… Çölün bağrında ivazsız, garezsiz yetişen bir gül ve İlahi sırlara sorgusuz sualsiz pişen bir gönül… Çölün kavurdukça kavuracağı ve Cemal-i Mutlak’a Habib eyleyip duracağı… Fıtratında olumsuz ne varsa kumlarda savruldukça savrulacak olan, sonunda insanlığın sancılarına tabib olacak olan…