Gönderi

Bellek
bazı anları özleriz, kişileri, yerleri, hatta bazen masa ve sandalyeleri. hem de fazlasıyla uzaklaşırız sonra tüm bu şeylerden. öyle çok uzaklaşırız ki tanıyamayız. ne özlediklerimizi ne kendimizi. geriye yalnızca anılar kalır. onlar da belli belirsiz. kışın soğuğu insana çarpınca, bir titreme gelince fark eder bazı şeyleri. ev, aynı evdir aslında. kitaplıktaki kitaplar aynıdır. ama yine de Faust, Monte Cristo Kontu, Albert Camus... hepsi bakarak olur insana. insanın gözüne gözüne, anlam veremezsiniz. ne geçmişe dönmektir niyetiniz ne de bu anda kalmak. bir şeyin ya da birinin bilinçaltı düşünceleri olmayı ister ve hemen uzaklaşırsınız. anılardan. anılardaki kişilerden. bellek böyle bir şeydir işte, hele ki geçmiş belleği, acımasızdır. -alıntı değildir.
·
35 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.