İvan'ın yaşadığı sıkıntı ve acılar hakkında bilgece laflar edip, felsefi şekilde nasihat eden ve hayat hakkında her şeyi anlayabildiğini düşünen Andrey.. Ne kadar anlatırsa anlatsın anlaşılmadığını bilen İvan.. Bu iki karakterin zamanla ettikleri sohbetleri ve bu sohbetlerin neticesini okuyoruz kitapta. Sonu üzse de gerçekliği yüzüme çarptı.
Kitabı kapattıktan sonra şu cümle geldi aklıma:
"Kimse sınanmadığı günahın masumu değildir."