Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

384 syf.
·
Puan vermedi
·
220 günde okudu
Oğluma evlenilecek kız arıyorum” diyen teyzeleri duyunca “damızlık mı arıyorsunuz” diyorum içimden. Dışarıdan söylesem terbiyesiz diyecekler ancak işin özü bu. İyi yemek yapsın, ev işi yapsın, oğluşuma baksın, çocuk doğursun mantığında söyleniyor bu cümle. Bu durum artık genç kızlar arasında da bir yarış, rekabet haline dönüştü. Özellikle evliliğin bir tercih olmaktan ziyade “zorunluluk” olduğu ve kiminle evlendiğinden ziyade soyadını taşıyacağı birini arıyor herkes. Çünkü o şekilde “bir kimlik kazandığını , varolduğunu, kabul göreceğini” düşünüyor. Kitaba başlarken bu düşünceyle başlamıştım ancak çok daha derin bir tabloyla karşılaştım. Sadece evlilik meselesi de değil. Ülkemizin sosyo-kültürel işgal altında olduğu bu dönemde ilerleyen zamandaki yaşanacak muhtemel olayları da apaçık anlatmış. Okudukça ruhum daraldı; “böyle olmasın, nolur bu aşamaya gelmeyelim” diye diye tüylerim ürpererek okudum. Okuyanlar beni fazla karamsar olarak görebilir ama gerçek bir gözlemci bu konuda haklılık payımı anlayabilir. Savaşta kapanan bir ülkede kadınların sadece “iki bacaklı rahimler” olduğu bir dönemi anlatıyor. Kadınlar o kadar yok ki isimlerini bile “sahiplerinin” adına eklenen -ki ekiyle kullanıyorlar. John’unki, Gleninki gibi. Kitap o kadar durağan ama o kadar akıcı ki 10 sayfa okuyup işime bakayım derken sayfalar akıp gidebilir. Bu kitap bir distopya olarak geçiyor ama gerçek olması o kadar muhtemel ki… “Cennet için sana ihtiyacımız var. Cehennemi kendi başımıza da yapabiliyoruz.” “Sadece zaferleri gösteriyorlar bize, yenilgileri asla. Kim kötü haber duymak ister ki?” “Bir fare de istediği yere gitmekte özgürdür, labirentin içinde kaldığı sürece.” Okumalı akşamlarınız olsun.
Damızlık Kızın Öyküsü
Damızlık Kızın ÖyküsüMargaret Atwood · Doğan Kitap · 201910,9bin okunma
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.