Ne kadar Cool’sunuz? Ya da Cool musunuz?Sosyal medyada karşımıza çıkan “nasıl cool olunur?”, “Cool kadınların/erkeklerin özellikleri” başlıklı milyonlarca izlenmiş ve “beğeni” almış videoları atın bir kenara. Söylenen tüm taktikleri çöpe atın, unutun. Bir Elvis Presley, bir Andy Warhol değilseniz, cool değilsiniz. Bu kitabı okuyunca ülkemizde cool tavır için yazılan ve anlatılanlara çokça güldüm.
Peki Cool nasıl bir kavramdır? Bir dünya görüşü müdür? Bir din midir? Bir ideoloji mi? Bir kişilik türü mü? Bir davranış şekli mi? Bir tavır mı? Bu kitap Cool kavramını, kavramsal olarak analiz yapmıyor. Çünkü Cool kavramının tanımı, kuşaktan kuşağa değişmektedir. Fakat Cool için değişmeyen özellikler vardır. Cool kendini insan davranışlarında, konuşmalarda, dansta, filmlerde, TV programlarında, kitaplarda, dergilerde, müzik tarzlarında, kıyafetlerde, arabalarda bir kültür malzemesi olarak gösteren bir fenomendir. Cool kültürel malzemelerde kendiliğinden oluşmaz, onlara insanlar tarafından yüklenir.
Cool, tüm otoritelere karşı koymak için benimsenen muhalif bir tutumdur. Bu otorite aile, öğretmen, polis ve patron olabilir. Cool kalıcı bir kişisel isyandır. Zamanla kaybedilecek bir özellik değildir.
Cool kişiseldir. Kolektif siyasi bir tepki değildir.
Yazar 1950’lerden başlayıp günümüze kadar gelen dönemi inceler. Dört farklı kuşağın Cool tanımını analiz eder. 50’li yılların Cool rollerinde James Dean, Frank Sinatra ve Marlon Brando’yu örnek verir.
Cool, Amerikan popüler kültürünün bir ürünü değildir. Cool tavır Amerikan siyahi kültürüyle başlamıştır. Afro-Amerikanların kültürel bir özelliği olan Cool, Hollywood filmleri ve giyim markalarıyla dünyaya pazarlanmıştır.
Cool farklı toplumlarda, farklı tarihsel dönemlerde ortaya çıkmış bir olgudur. Cool üç ana kişilik özelliğinden oluşur; narsisizm, ironik kayıtsızlık ve hazcılık.
Birinci dünya savaşından sonra kitlelerde görülen, kuşkuculuk, bireycilik, sekülerlik, itaatsizlik, anı yaşamak gibi düşünceler Cool görünüşün tohumlarını atmıştır. Ancak 60’lı yıllarda en yaygın şekliyle karşımıza çıkar. İkinci dünya savaşında Avrupa’ya Amerikan askerleri ile birlikte Lucky Strike sigaraları, naylon kadın çorapları, swing ve R&B müzikleri ve tabii ki Cool da gelmiştir.
Yahudi katliamından sonra ortaya çıkan ruhsal hissizleşme, soğuk savaşın yarattığı sinir bozukluğu, apolitik bir gençliği doğurmuş, bu gençler için Cool; bireycilikle aranan bir kurtuluş haline gelmiştir.
1950'li yıllarda Amerika'da olsun Avrupa'da olsun cool, muhalif tavırlı 'zenci' alt-kültürlerinin tarzını taklit etmeye çalışan beyaz bohemlerin tekelindedir. Amerika'da bu fikirler bir araya toplanarak, beat hareketi ya da beat kuşağı diye bilinen geniş bir yazınsal fenomen haline getirilmiştir.
Beatlere göre 'hızlı yaşa, genç öl' felsefesi, diğer mevcut siyasi hareketlerin vaat ettiğine oranla daha radikal bir meydan okumadır bütün kurulu düzene karşı!
Beat'çilerin geliştirdiği "ben farklıyım!" tavrı, 60'lı yılların başında ifade özgürlüğünden ve yurttaş haklarından yana, nükleer silahlara ve Vietnam savaşına karşı olma konuları etrafında bir araya gelen muhalif tavırlı radikal gençlere de çekici gelmiş, İlk tetikleyicisi siyasi konular olsa da bu isyan kısa bir sürede tüm burjuva yaşam tarzlarına saldıran, alternatif olarak ise seks, alkol ve rock'n'roll temeline dayalı hazcı bir muhalif-kültür öneren bir hareket haline gelmiştir. Örneğin muhalif-kültürün sempatizanlarının hippiler diye adlandırılması bir tesadüf değildir.50'lerde hip kelimesi cool'un eş anlamlısıdır. Hippilik;tarih boyunca püritenliğin simgesi olan kısa saçlı ve tıraşlı görüntüyü reddetmek adına benimsenen sembolik bir tavırdır.
Kitabın amacı, cool’un modern hayattaki karmaşık etkisini gözler önüne sermektir.
Günümüzün hızlı tüketim ve (bana göre TikTok çağını )yazar şöyle örneklendirir : “Günümüzde herkes asi; sıradan olan bir tek kimse bile yok; hiç kimse kalabalık içindeki herhangi bir yüz olmak istemiyor ve herkes daha yoğun deneyimler peşinde: Aslında herkes arkadaşından ya da komşusundan daha yoğun deneyimler yaşamak istiyor. İnsanların zihninde bir 'yoğun deneyimler' listesi var; ve bu listenin maddeleri aşağı yukarı şöyle toplanabilir: Bir dağa tırman, bir volkan patlaması izle, yunus balıklarıyla yüz, farklı orgazm çeşitleri yaşa . v.s. v.s. Elbette medya da üstün olmaya duyulan bu hırsı çok güzel anlıyor ve boş zamanı değerlendirmeye yönelik her yeni moda aktiviteyi bir aşırılık fonuyla vermekle, işleri pornografi boyutuna taşıyor: Tıpkı yiyecek pornosu, seyahat pornosu, bahçecilik pornosu, araba pornosu, dekorasyon pornosu örneklerinde gördüğümüz gibi.”
Yazar Cool tavrın gangsterliğe hep hayran olageldiğini,aslında gangsterlerin onaylanmış tavrı olduğunu, gangsta rap'in ve Goodfellas gibi filmlerin piyasadaki popülerliğine bakılacak olursa da bu bakımdan hiç bir şeyin değişmediğini savunur. Pablo Escobar fanları ve Narcos dizisi izlenme oranlarına baktığımızda da yazara hak vermek gerek.
Son olarak yazar günümüzün cool gençliğinin apolitik duruşundan da endişelidir. Ona göre; dolup taşan hapishaneler ve fevri tepkiler dışında herhangi bir gerçek muhalif siyasetin olmaması, sağlıklı bir demokrasinin gerektirdiği ,sağ ve sol partiler arasında hissedilebilir bir fark ve gerçek sorunlarla gerçek yüzleşmelerin olmaması, apolitik bir cool kuşağın ortaya çıkıyor olması oldukça endişe vericidir.
Siz yine de tepkisiz kalmayın. Bu kitabı okumak da bir Cool tavır göstergesidir. Ya da Cool bir tercih meselesidir. Tercihlerinize saygıyla…