Sarah Kane'in yoğun ve karamsar bir düşünsel dünyasının olduğu, anlatı evrenine kattığı bu dünyanın da bütün eserlerine yansıdığı açıktır. Görünenle değil karanlıkta kalanla ilgilenen yazar, "farklı, ayrı, öznel, kendiliğinden, görece ve parçalı olan üzerine" odaklanarak oluşturduğu yeni duyarlılıkla modern sonrası kurgunun sınırları içine girer.