Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

1937 yılında Atatürk'ün vücudunun muhtelif yerlerinde kaşıntılar başlar. Kaşıntılar için Ankara Numune Hastanesi deri hastalıkları klinik Şefi Prof. Dr. Alfred Marchionini'nin merhem ve solüsyonları faydalı olmaz. Kaşıntılar için çeşitli sebepler ileri sürülüyordu. Günün birinde Atatürk etrafında bir hayli kalabalık ziyaretçisi ile birlikte Çankaya Köşkü'nün bahçesinde otururken kaşıntı hissederek kolunu kaşımaya başlar. Kaşınan kolunu sıvadığında derisinde fiske fiske kabartıları gösterir. Ziyaretçiler arasında bulunan bir doktora dönerek; "Bu nedir doktor? Son zamanlarda sık sık oram buram böylece kabarıyor!" der. Doktor eğilerek bakar ve sonra; "Karınca efendimiz. Bunlar karınca efendimiz. Bunlar karınca ısırmasıdır" diye cevap verir. Doktorun bu teşhisi Atatürk'ün etrafında bulunanları da etkiler. Onlar da kaşıntıyı hissetmeye başlarlar. Bu sırada suçlanan karıncalar arandı ve bir tanesi de bulunur. Atatürk tekrar sorar; "Ben geceleri de kaşınıyorum. Karınca yatak odasına kadar çıkar mı?" Kendisine "evet" cevabı verilir. 1937 senesi Ekim ayında Cumhurbaşkanlığı özel kalem müdürü Süreyya Anderiman 5 Sıhhat Vekaleti Müsteşarı Dr. Asım Arar'ı telefonla arayarak Çankaya Köşkünün karıncalar baskınına uğradığını, bunların Atatürk'ün derisini ısırarak kaşıntılar yaptığını ve karıncalara karşı bir çare bulunmasını ister. Veteriner Fakültesi Parazitoloji ve Entomoloji öğretim üyesi Dr. Nevzal Tüzdil çağırılarak görüş ve tavsiyeleri alınır. Yapılan incelemede köşkün bazı yönlerinde küçük ve kırmızı renkte bir takım karıncaların bulunduğu tespit edilir. Uzmanlar bu karıncaların Çin'den Avrupa'ya geçmiş olduğunu söylerler. Bundan dolayı köşkün bu karıncalardan temizlenmesi gerekli olur. Atatürk'te görülen kaşıntıların başka bir sebepten olabilmesi kimsenin aklına gelmediği için bu karıncaları yok ederek Atatürk'ü bu şikayetten kurtarmak gerekmektedir. Çünkü Atatürk kaşıntı hissi ile çok rahatsızdır. Çok nazik ve kibar bir insan olan Atatürk kaşıntı geldiği zaman hem de eğilerek kaşınmaktan kendini alamamaktadır. Kendisi emir verir. Seyahate çıktığında köşk en tesirli ilaçlarla bu karıncalardan kurtarılacaktır. Atatürk'ün Yalova seyahatine çıkmasından sonra köşkteki karıncaların yok edilmesi kararlaştırılır. Dr. Asım Arar, Milli Savunma Bakanlığı Sağlık İşleri Dairesi Zehirli Gaz Şubesi Müşaviri Dr. Nuri Refet Korur ile görüşerek köşkün gemilerde fare öldürmek için'kullanılan Cyclon B adı verilen bir siyanidrik asit gaza ile ilaçlanmasına karar verilir.
Sayfa 179 - Güven KitabeviKitabı okudu
·
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.