Öncelikle yazarla bu kadar geç tanışmış olduğum için hayıflanıyorum. Nilgün Marmara… “Metinler” okuduğum üçüncü eseri ve ancak çözebildim dilini. Kullandığı dil ve kelimelerin farklılığı, kendi ruhunun farklılığıyla eşdeğer bir yansıtma yapıyor bana göre. Kitap kısa olduğu halde okumam bir tık uzun sürdü çünkü derin anlatımlar barındırması, sindire sindire okuma isteğini uyandırıyor. Kitabın sonuna doğru melankolinin biraz daha arttığını “Bir sabah, bedenimin tüm hücrelerini ele geçirmiş bir acıyla uyanıyorum, bundan böyle, nereye baktığı bilinmeyen gözlerinizle her karşılaştığımda katlanacak bir acıyla.” paragrafından anlayabiliyoruz. Ah Nilgün, gözler seni ve ruhunu görmeye yetmemiş!