Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Abd' nin Sovyetlerin Birliğini nasıl yıktığına örnek
Weinstein, Orta ve Güney Amerika ülkelerinde, Filipinler'de demokrasi operasyonuna yönetici olarak katılmıştı. Ne ki, adını en çok duyurduğu operasyon, daha 1980”lerde Helsinki İnsan Hakları Sözleşmesi'nin uygulanma aşamasında, Sovyet karşıtlarının yer aldığı Helsinki Vatandaşlar Komitesi (Helsinki Accords on Human Rights)'ni örgütlemesiydi. Weinstein, Sovyet karşıtlarıyla ilişki kurabilecek konferanslar düzenledi; karşıtların ABD'ye gelmelerini kolaylaştırırken, muhalefette yer almayanların Amerika'ya girişlerinin engellenmesini sağladı. 1980'lerin ortalarında 10.000-110.000 dolar arasında değişen bağışlarla işe başladılar. Amerikalılara göre küçük, Sovyet yurttaşlarına göre olağanüstü büyük paralarla basılan yayınlar, videobantları, içerden ve dışardan Rusya'ya yönelik eylemler gerçekleştirildi. O günlerde örgütlenen kadrolar, daha sonraları Doğu Avrupa'da 1989 protesto eylemlerini örgütleyip yönettiler. 1990'a gelindiğinde kapılar ardına dek açılmış ve FTUI, bağımsız sendikaları örgütlemeye başlamıştı. Önderler yetiştirildi; yeni kurulan sendikalara bilgisayarlar, faks makineleri bağışlandı. ABD'li uzmanlarca örgütlenen Bağımsız Maden ve Metal İşçileri Sendikası'nın üye sayısı 2,2 milyonu buldu. Bu işçiler greve giderek köklü reformlar istemeye başladı. Freedom Channel (Özgürlük Kanalı) televizyonu ve radyosu yayına geçti. Yeni kurulacak olan medyayı yönetecek elemanlar yetiştirildi. Globe Independent Press Syndicat (Küre Bağımsız Basın Sendikası) tüm Rusya haber kaynaklarını dünyaya bağlayacak olan “Özgürlük Bağlantısı Bilgisayar Şebekesi”ni kurdu. Sovyetler Birliğinde kişiler, kurumlar ve örgütler veri bankalarına kaydedildi. Bu arada NDI ve IRI de boş durmadı. Anglo-Amerikan liberalizminin ideolojisini yayacak örgütlenmeler oluşturmaya başladılar. AngloAmerikan liberalizmine tapınan, ülkesinin tüm kaynaklarını ve olanaklarını ABD'ye ve AB'ye açacak olan “sivil” örgütler yaratıldı. İş o kerteye vardırıldı ki 1993 seçimlerinde NED”e bağlı elemanlar ve onların yetiştirdiği Rus işbirlikçileri, liberallerin kazanması için seçim çalışmalarını doğrudan ve birlikte yönettiler. NED, bu işler için devletin resmi propaganda aygıtı USIA kaynaklarından 1990-94 arasında 8,8 milyon dolar harcadı. İnsan hakları örgütçülerine, sivil eğitim işlerine, medya projelerine 64 ayrı paket olarak 10-100 bin dolar ödendi. Amerikan Ticaret Odası'nın örgütü CIPE, sivil kuruluşlara 572.000 dolar verdi. 1990-1994 arasında resmi denetim kurumu GAO raporlarına yansıyan bilgiye göre; Demokratik Çoğulculuk Girişimi, Eurasia Foundation, Karşılıklı Eğitim adlı örgütler 57,214 milyon dolar, ABD Savunma Bakanlığı IMET (İntermational Military Education and Training - Uluslararası Askeri Eğitim ve Yetiştirme) örgütü 1,095 milyon dolar kullandı. USIA ve NED kaynaklarından, NDI aracılığıyla 535 bin dolar, IRI ile 537 bin dolar, FTUI kanalıyla 5,298 milyon dolar, tekil ödemeler için 2,465 milyon dolar ve toplam 67,224 milyon dolar harcandı. Bu arada dünya metal borsasını ellerinde tutan kirli tüccarlar ve para piyasaları 'vur-kaç' operatörü George Soros da Rusya'ya dalmıştı. Her şey serbest olmuş ve asıl kazanması gerekenler, çok büyük sermayeyle içeri dalmışlardı. Weinstein'ın başlattığı operasyon büyük bir başarıyla sonuçlanmıştı. Yeltsin, Ağustos 1991'de tankların üstüne çıkarak halkı direnişe çağırmadan hemen önce, karşıtlardan faks mesajı alan kişi de Allen Weinstein idi. Eşi Diane Weinstein ise o sıralar, başkan yardımcılarından Dan Ouayle'in hukuk danışmanlığını yapmaktaydı. CIA emeklisi Ralph McGehee'nin Rusya Federal Karşı İstihbarat Servisi raporlarından aktardığı şu bölüm, NED operasyonlarında CIA desteğinin yanı sıra, üniversitelerin de, ne denli büyük bir öneme sahip olduğunu da gösteriyor: “ABD, özel servisler (CIA) ve bilim merkezleri (ve NGO 'lar) aracılığıyla, Rusya'da stratejik konumları ele geçirerek ve politik ve ekonomik süreçlerdeki gelişmeyi yönlendirerek ülke yaşamının tüm alanlarının derinliklerine iniyor.” Derinliklerin boyutları da şaşırtıcıdır. ABD'nin öncelikle NATO üyesi ülke ordularının subaylarını Amerika'ya götürüp eğitmesi bilinen ve kanıksanan bir şeydir. Ne var ki, Kızılordu subaylarını da IMET kapsamında hem de 'demokrasi' başlığı altında ABD'de eğitmesi operasyonun en tipik uygulamasıdır. GAO raporunda bu uygulama, “program aynı zamanda ordu üstünde sivil denetimin geliştirilmesi” olarak açıklanmaktadır. Bu işler için 1992'de 153; 1994'te 471 bin dolar harcanmış ve Rus ordusundan 18 orta ve üst düzey subay, Dışişleri Bakanlığı'ndan 19 memur, ABD'de eğitilmiştir. ABD elçiliği bu işlerin 10 ile 20 yıl içinde amacına ulaşacağını ve eğitilen subayların gelecek vaat edenler arasından seçildiğini vurgulamaktadır.”
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.