Kadınlar erkeklerin ve ailenin hizmetinde özel bir rolü yerine getiren kişiler olarak görüldüler. Modernlik takılarıyla süslenen, bilim tarafından onaylanan, filmlerde, gazetelerde, dergilerde ve reklamlarda tanıtılan ev kadını ve anne modeli zaferle demokratikleştirildi. Hükümetler -ve sadece diktatör hükümetler değil- nüfus artışını resmi bir sorun haline getirdiler. Çocuk büyütme tıbbi bir uzmanlık haline geldi. Psikologlar anne-çocuk ilişkileri hakkında normatif duyurular çıkardılar. Bütün bu faktörler kadınların evde kalması için yeni baskılar yarattı. Cinsellik artık meşru bir haz kaynağı sayılmakta ve kadınların cinselliği kabul edilmekteydi; fakat uygun ifade yerinin evlilik olduğu savunulmakta ve kadınlar, inanılmaz ince film yıldızlarının, modellerin ve güzellik kraliçelerinin simgelediği yeni güzellik ideallerine ulaşamamaktan endişe etmekteydiler.